Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SEA FIGHT : English Turkish

deniz savaşı, denizde cereyan eden savaş, okyanusta çatışma

SEA FIRE : English Turkish

n. yakamoz, fosfor gibi ışıldayan deniz canlıları tarafından üretilen ışık

SEA FOAM : English Turkish

lületaşı

SEA FOOD : English Turkish

deniz besini, deniz ürünü, gıda olarak kullanılabilen deniz canlısı, yenen deniz hayvanı

SEA FOWL : English Turkish

n. deniz kuşu

SEA FRONT : English Turkish

şehrin denize bakan kısmı, kıyı kesimi

SEA GAGE : English Turkish

n. derin su iskandili

SEA GAUGE : English Turkish

derin su iskandili

SEA GIRT : English Turkish

n. New Jersey'de (ABD) bir kasaba

SEA GOD : English Turkish

n. deniz tanrısı

SEA GREEN : English Turkish

n. deniz mavisi, camgöbeği

SEA HARE : English Turkish

deniz tavşanı, indirgenmiş iç kabuğu olan Aplysiacea türünden çeşitli yumuşakçaların herbiri

SEA HOG : English Turkish

yunus balığı

SEA HORSE : English Turkish

denizatı, denizaygırı, mors [zool.], yarı at yarı balık olan canlı [mit.]

SEA INVASION : English Turkish

n. denizden saldırı

SEA JELLY : English Turkish

n. denizanası, medusa, uzun ince ısıran dokungaçları olan denizanasına benzer şekildeki deniz hayvanı

SEA KALE : English Turkish

n. deniz lahanası, Avrupa ve Asya'nın deniz sahillerinde yetişen lahanayla alakalı yenebilen bitki

SEA KING : English Turkish

deniz kralı, antik zamanlarda İskandinavya'da korsanların kralı

SEA LADDER : English Turkish

deniz merdiveni, ip merdiven; bir geminin güverte iskelesi

SEA LANE : English Turkish

n. seyir hattı, rota

SEA LAWYER : English Turkish

n. safsatacı gemici, her şeye kusur bulan gemici

SEA LETTER : English Turkish

denizaşırı gönderilen mektup, deniz yoluyla gönderilen döküman

SEA LEVEL : English Turkish

deniz seviyesi

SEA LINE : English Turkish

denizdeki ufuk hattı, denizin gökyüzü ile birleştiği görsel yer, deniz ufku

SEA LORD : English Turkish

n. londra deniz şurası üyesi, londra amirallik dairesi üyesi subay