Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

n. deniz akdikeni, gümişi yaprakları ve birçeşit yeşil çiçekleri ve turuncu-kırmızı yenebilen dutsu meyveleri olan ve sarı boya elde edilen bitki (Avrupa ve Asya'nın deniz kıyılarında bulunan)

SEA CALF : English Turkish

fok, ayıbalığı

SEA CAPTAIN : English Turkish

n. deniz kaptanı, gemi kaptanı

SEA CARD : English Turkish

n. pusula

SEA CHANGE : English Turkish

n. sağlam ve dikkate değer dönüşüm; görünüşteki dikkate değer değişiklik; (Denizcilik) deniz tarafından bir sahil veya limanın trasformasyonu

SEA CHEST : English Turkish

n. deniz kutusu, denizciye ait eşyaların olduğu kutu veya sandık; gemide taşınan kargo

SEA COAST : English Turkish

n. sahil, kıyı

SEA COB : English Turkish

martı, kuş türü

SEA COCK : English Turkish

n. deniz musluğu, deniz valfi

SEA COW : English Turkish

denizayısı, deniz perisi, deniz güzeli

SEA CUCUMBER : English Turkish

n. deniz hıyarı, hıyar şeklinde uzun bedeni olan deniz omurgasızı

SEA DISPLAY : English Turkish

deniz gösterimi, denizde gerçekleştirilen şov veya performans

SEA DOG : English Turkish

n. fok, ayıbalığı, kedibalığı, deniz kurdu, eski gemici

SEA ELEPHANT : English Turkish

n. deniz fili, iri ayıbalığı

SEA EMPRESS : English Turkish

imparatoriçe gemisi, İngiltere'nin güneybatı kıyısı açıklarında denize büyük miktarda petrol dökülmesine neden olan petrol tankeri