Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SCULPTURE : English Turkish

v. oymak, yontmak, heykelini yapmak, heykeltraşlık yapmak

SCULPTURE A HEAD : English Turkish

ir baş heykeli yapmak, bir kafa oymak, bir kafanın şeklini yontmak

SCULPTURE BIENALE : English Turkish

heykeltraş bienali, heykeltraşlar konferansı

SCULPTURESQUE : English Turkish

adj. heykel gibi, heykele benzeyen

SCUM : English Turkish

n. köpük, köpük (pis), pislik, pis köpük tabakası

SCUM : English Turkish

v. köpüğünü almak, köpük bağlamak

SCUM BALL : English Turkish

(Argo) pislik topu, ahlaksız kimse, aşağılık ve terbiyesiz kimse

SCUM OF THE EARTH : English Turkish

dünyanın pisliği, saygıya değmez kimse, düşük ahlaklı kimse

SCUMBAG : English Turkish

n. aşağılık ve terbiyesiz kimse, aşağılanan ve küçümsenen kimse (Argo)

SCUMBLE : English Turkish

v. çizgilere yumuşaklık katmak, donuklaştırmak (resim)

SCUMBLE : English Turkish

n. donuklaştırma (resim), donuk renk

SCUMMY : English Turkish

adj. köpüklü kir bağlamış, pis, iğrenç, ayaktakımından

SCUNCHEON : English Turkish

n. bir kapı pervazının meyilli iç kısmı; bir pencere çerçevesinin eğimli iç bölümü

SCUNNER : English Turkish

n. beğenmeme, hoş karşılamama, beğenilmeyen şey

SCUPPER : English Turkish

n. frengi deliği (gemi), su alan delik

SCUPPER : English Turkish

v. baskınla öldürmek, katletmek, delerek batırmak, bozmak, taş koymak, baltalamak

SCURF : English Turkish

n. kepek, konak, kabuk

SCURFY : English Turkish

adj. kepekli (saç), konaklı (saç)

SCURRILE : English Turkish

adj. müstehcen, açık saçık, halka özgü, kaba, bayağı, basit (Arkaik)

SCURRILITY : English Turkish

n. ağzı bozukluk, küfürbazlık, küfür

SCURRILOUS : English Turkish

adj. ağzı bozuk, küfürbaz, küfürlü

SCURRILOUSLY : English Turkish

adv. kaba bir şekilde, işlenmemiş bir şekilde, açık saçık bir şekilde, basit bir şekilde, bayağı bir şekilde

SCURRILOUSNESS : English Turkish

n. halka özgülük, basitlik; davranışların uygunsuzluğu; dilin müstehcenliği

SCURRY : English Turkish

n. hızla kaçma, acele etme, koşturma, kısa at yarışı

SCURRY : English Turkish

v. hızla kaçmak, acele etmek, koşmak