Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SCUFF : English Turkish

v. ayaklarını sürüyerek yürümek, ayaklarını sürümek, sürüyerek aşındırmak

SCUFFED : English Turkish

adj. çok giyilmiş, eskimiş, yırtık pırtık, çiziklerle veya sıyrıklarla işaretlenmiş

SCUFFLE : English Turkish

n. itiş kakış, boğuşma, kavga

SCUFFLE : English Turkish

v. itişip kakışmak, boğuşmak, saç saça başbaşa kavga etmek, ayaklarını sürümek

SCUFFLE WITH SOLDIERS : English Turkish

askerlerle itişip kakışmak, askeri personelle takışmak, askeri personelle küçük bir kavga etmek

SCUFFLER : English Turkish

n. küçük bir dövüşe veya itiş kakışa karışan kimse, agresif kimse, dövüşmeye meyilli kimse

SCUFFMARK : English Turkish

n. yıpranma veya çizik işareti, yıpranma, sıyrık, çiziklerden dolayı olmuş iz

SCUFFS : English Turkish

n. terlik, sadece ayak parmaklarını örten düz tabanlı terlik

SCULDUGGERY : English Turkish

n. aldatma, kandırma, hilekarlık, namussuzluk; aldatmaca, hile (ayrıca skulduggery)

SCULL : English Turkish

n. boyna küreği, kürek, boyna kürekli bot

SCULL : English Turkish

v. kürek çekmek, boyna etmek

SCULLDUGGERY : English Turkish

n. aldatma, kandırma, hilekarlık, namussuzluk; aldatmaca, hile (ayrıca skulduggery)

SCULLER : English Turkish

n. boynacı, boyna kürekli bot

SCULLERY : English Turkish

n. bulaşıkhane

SCULLERY MAID : English Turkish

n. bulaşıkçı kadın

SCULLION : English Turkish

n. bulaşıkçı [brit.]

SCULP : English Turkish

v. oymak, yontmak, heykelini yapmak, heykeltraşlık yapmak

SCULP : English Turkish

n. heykel, heykeltraşlık

SCULPIN : English Turkish

n. iri yassı kafası ve dikenli pulları ve yüzgeçleri olan deniz balığı; boğa kafa, Amerikan tatlısu kedibalığı

SCULPT : English Turkish

n. heykel, heykeltraşlık

SCULPT : English Turkish

v. oymak, yontmak, heykelini yapmak, heykeltraşlık yapmak

SCULPTOR : English Turkish

n. heykeltraş, oymacı

SCULPTRESS : English Turkish

n. heykeltraş

SCULPTURAL : English Turkish

adj. heykel, heykel gibi

SCULPTURE : English Turkish

n. heykel, heykelcik, heykeltraşlık, oyma, oyma işi