English Turkish
SCURRY TO GET SOMEWHERE : English Turkish
ir yere ulaşmak için acele etmek
SCURVILY : English Turkish
adv. ahlaksız ve terbiyesiz bir şekilde, alçakça
SCURVINESS : English Turkish
n. aşağılık olma durumu; kincilik, kötülük, alçaklık
SCURVY : English Turkish
n. iskorbüt hastalığı
SCURVY : English Turkish
adj. aşağılık, pislik
SCUT : English Turkish
n. kuyruk (tavşan vs.), küçük kuyruk
SCUTAGE : English Turkish
n. şövalyelerden askerlik yerine alınan vergi
SCUTATE : English Turkish
adj. bir zırha benzeyen, bir kalkan şeklinde olan (Botanik); sert kemiksi tabaka kabuk ve plakalarla korunmuş (Zooloji)
SCUTCH : English Turkish
n. ditme makinesi, pamuk atma makinesi
SCUTCH : English Turkish
v. ditmek (yün), dövmek (pamuk), atmak (pamuk), döverek temizlemek
SCUTCH-GRASS : English Turkish
itkilere zarar veren yabani ot, istenmeyen yabani ot
SCUTCHEON : English Turkish
n. sert kabuk, pul (timsah vb.), armalı kalkan, arma, isim plâkası
SCUTCHER : English Turkish
n. ditme makinası, pamuk atma makinası, pamuk veya keteni dövüp şekillendirme makinası veya enstrümanı; pamuk diden kimse
SCUTE : English Turkish
n. bir bitki veya hayvanın gövdesi üzerindeki büyük kabuk veya plaka (Botanik, Zooloji)
SCUTELLATE : English Turkish
adj. büyük kabuk veya plakalarla kaplanmış (Botanik, Zooloji)
SCUTELLATED : English Turkish
adj. sert kabuklu, sert pullu
SCUTELLUM : English Turkish
n. kalkan gibi organ, kalkansı pul
SCUTIFORM : English Turkish
adj. zırh/kalkan şeklini almış
SCUTTER : English Turkish
n. (İngiliz İngilizcesi) hızla kaçma, acele etme, hızla koşma veya hareket etme, kaçma, tüyme
SCUTTER : English Turkish
v. (İngiliz İngilizcesi) hızla kaçmak, acele etmek, hızla koşmak veya hareket etmek, kaçmak, tüymek
SCUTTLE : English Turkish
n. sepet (yük), kömür kovası, kaçma, sıvışma, lomboz, ambar kapağı, motor kapağını karosere bağlayan parça
SCUTTLE : English Turkish
v. kaçmak, tüymek, delik açarak batırmak, deniz musluğunu açıp batırmak
SCUTTLEBUTT : English Turkish
n. dedikodu, söylenti, mancana
SCUTTLER : English Turkish
n. hızla koşan kaçan veya hareket eden kimse, kaçan kimse, tüyen kimse
SCUTUM : English Turkish
n. antik Roma'da askerler tarafından kullanılan büyük kalkan; scute, sert tabaka veya kabuk (Botanik, Zooloji)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani