English Turkish
SCRUPLES : English Turkish
n. vicdan azabı, pişmanlık, esef
SCRUPULOSITY : English Turkish
n. ahlak, ahlaki prensiplere bağlı olma vasfı; kesinlik, doğruluk, açıklık, sıkılık, sıkışıklık, hatasızlık
SCRUPULOUS : English Turkish
adj. vicdanlı, evhamlı, adil, özenli, dikkatli, titiz
SCRUPULOUSLY : English Turkish
adv. vicdani bir şekilde, ahlaki bir şekilde, ahlaki prensiplere bağlı olacak şekilde; titizlikle özenle, kesinlikle, elbette, kesin olarak
SCRUPULOUSNESS : English Turkish
n. vicdanlılık, titizlik
SCRUTABLE : English Turkish
adj. kavranabilir, anlaşılır, muayene veya araştırma yolu ile anlaşılabilen
SCRUTATOR : English Turkish
n. araştırmacı, müfettiş, dedektif, müfettiş, muayene eden kimse, sorgulayan kimse
SCRUTINEER : English Turkish
n. eleştirmen, sorgu hakimi, resmi müfettiş (çogunlukla oy pusulalarının)
SCRUTINISE : English Turkish
v. araştırmak, soruşturmak, denetlemek, sıkı şekilde kontrol etmek, denetlemek, teftiş etmek (ayrıca scrutinize)
SCRUTINISER : English Turkish
n. dikkatli bir şekilde araştırıp denetleyen kimse, araştırmacı, müfettiş (ayrıca scrutinizer)
SCRUTINIZATION : English Turkish
n. sıkı denetim, titiz araştırma, kılı kırk yaran kontrol
SCRUTINIZE : English Turkish
v. dikkatle incelemek, iyice incelemek, ince eleyip sık dokumak
SCRUTINIZER : English Turkish
n. dikkatli bir şekilde araştırıp denetleyen kimse, araştırmacı, müfettiş (ayrıca scrutiniser)
SCRUTINIZINGLY : English Turkish
adv. dikkatli ve sıkı bir araştırma ve inceleme yapacak tarzda, sıkı bir denetleme ve muayene yapacak şekilde
SCRUTINY : English Turkish
n. dikkatli inceleme, ince eleyip sık dokuma, oyların yeniden sayımı
SCRY : English Turkish
v. kristal bir küre kullanarak geleceği görmek veya kehanette bulunmak (Arkaik); farketmek, ayırt etmek, seçmek
SCSI : English Turkish
n. (Bilgisayar) kişisel bilgisayarlara disk sürücüleri ve diğer periferik cihazları irtibatlamak için kullanılan arayüz standartı (düzenli paralel bağlantıdan daha hızlı iletim sağlayan)
SCUBA : English Turkish
n. skuba, oksijen tüpü
SCUBA DIVER : English Turkish
n. oksijen tüplü dalgıç, skuba ekipmanı kullanan su altı dalgıcı
SCUBA DIVING : English Turkish
n. dalma, oksijen tüpü ile dalış
SCUBA EQUIPMENT : English Turkish
n. oksijen tüpü ekipmanı, skuba ekipmanı, sualtı dalışı esnasında dalgıçlar tarafından nefes almak için kullanılan ekipman
SCUBA-DIVE : English Turkish
v. oksijen tüplü dalmak, skuba ekipmanı kullanarak su altına inip yüzmek
SCUD : English Turkish
n. sürüklenme, rüzgârla sürüklenme, pupa yelken seyir, kısa süren şiddetli rüzgâr, rüzgârla sürüklenen bulutlar
SCUD : English Turkish
v. hızla hareket etmek, sürüklenmek, rüzgârla sürüklenmek, pupa yelken gitmek
SCUD MISSILE : English Turkish
scud füzesi, kısa menzilli füze türü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani