Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

SELF LOADING : English Turkish

yarı otomatik (tabanca)

SELF LOADING RIFLE : English Turkish

kendi kendini dolduran silah, her atıştan sonra kendisini yeni bir kurşunla yeniden dolduran silah

SELF LOVE : English Turkish

çıkarını düşünme, kendine hayranlık

SELF MADE : English Turkish

adj. kendi kendini yetiştirmiş, kendi kendine biryerlere gelmiş, kendi kendine başarıya ulaşmış

SELF MORTIFICATION : English Turkish

kendini inkar, kaçma, kaçınma

SELF NEGLECT : English Turkish

n. özverili olma, kendini düşünmeme, kendini ihmal etme

SELF OPINIONATED : English Turkish

fikrinden dönmeyen, dediğim dedik, dik kafalı, inatçı, kendini beğenmiş

SELF PARTICIPATION : English Turkish

şahsi pay, hasarın sebep olanın kendi parası ile ödemesi gereken parçası

SELF PITY : English Turkish

kendine acıma

SELF PORTRAIT : English Turkish

essamın kendi portresi

SELF POSSESSION : English Turkish

kendine hakim olma, temkin, soğukkanlılık

SELF PRAISE : English Turkish

övünme

SELF PRESERVATION : English Turkish

kendini koruma, kendini savunma

SELF PROPELLED : English Turkish

otomatik tahrikli

SELF PROPELLED GUN : English Turkish

kendinden sevkli silah, kendi kendine güç sağlayan silah, üs olarak bir araca sahip olan silah

SELF PROTECTION : English Turkish

kendini savunma

SELF RAISING : English Turkish

kendiliğinden mayalanan (un)

SELF REALIZATION : English Turkish

kendini kanıtlama, kendini gösterme

SELF RECORDING : English Turkish

kendi kendine kayıt yapan

SELF REGARD : English Turkish

kendini önemseme, özsaygı

SELF RELIANCE : English Turkish

özgüven, kendine güven

SELF RELIANT : English Turkish

kendine güvenen, özsaygılı

SELF REPROACH : English Turkish

n. kendini suçlama

SELF RESPECT : English Turkish

özsaygı, izzetinefis, kendine saygı, onur

SELF RESPECTING : English Turkish

adj. onurlu, özsaygısı olan