Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SELF-PROPELLED ARTILLERY WEAPON : English Turkish

n. kendinden sevkli topçu silahı, kendisini itecek şekilde yapılmış ağır silah (ör. bir bomba veya füze), SPAW

SELF-REALIZATION : English Turkish

kendini gerçekleştirme, kendi kendine yapma

SELF-RECORDING : English Turkish

kendiliğinden kaydeden, otomatik kayıt eden

SELF-REGARD : English Turkish

kendisine değer verme, kendisine saygı, öz saygı

SELF-REGULATION : English Turkish

kendiliğinden düzenlenmiş, bağımsız şekilde kontrol edilmiş

SELF-RELIANCE : English Turkish

öz güven, kendine güvenme, bağımsızlık

SELF-RENUNCIATION : English Turkish

kendinden vazgeçme, kendini adama, kendini ret

SELF-REPROACH : English Turkish

kendini suçlama, kendini azarlama

SELF-RESPONSIBLE : English Turkish

adj. sorumluluklarını tek başına yerine getirebilme, dışardan yardım almadan kendi yükümlülüklerini yapabilme

SELF-RISING : English Turkish

kendiliğinden yükselen, bağımsız şekilde artan

SELF-RULED : English Turkish

kendisi tarafından kontrol edilen, otonom

SELF-SATISFACTION : English Turkish

öz tatmin, kendini hoşnut etme

SELF-SATISFIED : English Turkish

kendisini tatmin etmiş, kendi kendine hoşnut olmuş, kendisinden hoşlanmış

SELF-SCRUTINY : English Turkish

kendisini inceleme, kendisini muayene etme, kendini araştırma

SELF-SEALING : English Turkish

kendisini kapatan, kendini mühürleyen, kendiliğinden kapanmış olan (patlamadan sonra)

SELF-SEARCHING : English Turkish

kendini araştıran, kendinden araştırma

SELF-SOWN : English Turkish

kendiliğinden dikilmiş, kendiliğinden ekilmiş, kendi kendine yetişmiş

SELF-STARTER : English Turkish

kendi kendini çalıştıran, bir starter ile donatılmış araç

SELF-STARVATION : English Turkish

kendini aç bırakma, yemek yememe, insanın yemek yemeyi bıraktığı hastalık

SELF-STUDY : English Turkish

n. öz çalışma; denetleme olmaksızın kendisi tarafından yapılan çalışma şekli, bağımsız şekilde öğrenme, öğretmensiz öğrenme

SELF-SUFFICIENCY : English Turkish

kendi kendine yetme, kendi kendini tatmin, bağımsızlık

SELF-SUPPORT : English Turkish

öz destek, kendini destekleme, kendisini destekleyen

SELF-SUPPORTING : English Turkish

öz destek, kendini destekleme, kendisini destekleyen, kendisini idame ettiren, diğerlerine yük olacak şekilde hareket etmeyen

SELF-SURRENDER : English Turkish

kendinden vazgeçen, kendisini bırakan

SELF-SUSTAINING : English Turkish

öz destek, kendini destekleme, kendisini destekleyen, kendisini idame ettiren, bağımsız şekilde var olan