Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SELL BY AUCTION : English Turkish

açık artırma ile satmak

SELL BY BULK : English Turkish

çok büyük miktarlarda satmak

SELL BY RAFFLE : English Turkish

çekilişle satmak, rastgele çekilişle satmak

SELL CHEAP : English Turkish

ucuza satmak, düşük fiyata satmak; kendisini utandırmak, kendisini aşağılamak

SELL COALS TO NEWCASTLE : English Turkish

Newcastle'a kömür satmak, bir malzemeyi zaten bol olarak bulunduğu gerek duyulmayan bir yere satmak (Antartika'ya buz satmak gibi)

SELL DOWN THE RIVER : English Turkish

aldatmak, dolandırmak, hakkını yemek

SELL FOR A SONG : English Turkish

ir şarkıya satmak, ucuz bir fiyata satmak

SELL FORWARD : English Turkish

şimdi satıp sonra teslim etmek

SELL LIKE HOT CAKES : English Turkish

peynir ekmek gibi satmak, sıcak kekler gibi satmak, çok miktarda ve aşırı talep görecek şekilde satılmak

SELL NUCLEAR SECRETS : English Turkish

nükleer sırları satmak, gizli nükleer teknolojiyi satmak

SELL OFF : English Turkish

tasfiye etmek, elden çıkarmak

SELL ON CREDIT : English Turkish

v. veresiye vermek

SELL ON TRUST : English Turkish

kredi ile satmak

SELL ONE'S BACON : English Turkish

kendi etini satmak, kendini satmak, kendini köle gibi satmak

SELL ONE'S COUNTRY : English Turkish

kendi ülkesini satmak, kendi ulusuna ihanet etmek

SELL ONE'S LIFE DEARLY : English Turkish

kendi hayatını pahalıya satmak, kendisi için yüksek fiyat talep etmek, kendine değer vermek

SELL ONESELF : English Turkish

kendisini satmak, bir miktar para karşılığında kendisinden vazgeçmek, para için birşey yapmak

SELL OUT : English Turkish

tasfiye etmek, elden çıkarmak

SELL OUT JERUSALEM : English Turkish

Kudüs'ü satmak, Kudüs'ü terketmek, Kudüs'ten vazgeçmek

SELL SHORT : English Turkish

zararına satmak

SELL SMB. A GOLD BRICK : English Turkish

dolandırmak

SELL SMB. A PACKET : English Turkish

aldatmak

SELL SMB. A PUP : English Turkish

dolandırmak, kandırmak, aldatmak

SELL SMB. DOWN THE RIVER : English Turkish

satmak (birini), ihanet etmek

SELL SMB. ON : English Turkish

n. benimsetmek, ikna etmek, inandırmak, kabul ettirmek