Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SEWN : English Turkish

adj. onarılmış, dikilmiş, dikişlerle tamir edilmiş; dikişlerle bağlanmış

SEX : English Turkish

v. cinsiyetini belirlemek

SEX : English Turkish

adj. cinsel, cinsel istek uyandıran, seks

SEX : English Turkish

pref. altı

SEX : English Turkish

n. seks, cinsellik, cinsel ilişki, cinsiyet, cins

SEX AIDS : English Turkish

seks aletleri, heyecanı artırmak ve sekse çeşitlilik vermek için kullanılan nesneler

SEX APPEAL : English Turkish

seksilik, cinsel cazibe, çekicilik

SEX ASCRIPTION : English Turkish

cinsel oryantasyon (heteroseksüel ve homoseksüel)

SEX CHARACTERISTIC : English Turkish

n. cinsiyet karakteristiği, diğerlerine göre insanın cinsiyeti ile güçlü şekilde bağlantılı anatomik ve psikolojik özellikleri ayırt eden

SEX CHROMOSOME : English Turkish

n. cinsiyet kromozomu, bir yaratığın cinsiyetini belirleyen kromozom

SEX CRIME : English Turkish

cinsel suç, cinsel yönü olan hertürlü yasadışı aktivite (tecavüz, taciz, çocuk pornoğrafisi, vb. gibi.)

SEX DISCRIMINATION : English Turkish

cinsel ayrımcılık, cinsiyetinden dolayı bir kimseye karşı ayırımcılık

SEX DRIVE : English Turkish

n. cinsel dürtü

SEX EDUCATION : English Turkish

cinsel eğitim, insan cinselliği ve üreme ile alakalı bilgilendirme (ör. anatomi, doğum kontrolü, vb.)

SEX GENDER : English Turkish

cinsiyet, bir insan veya hayvanın cinsiyeti (erkek veya dişi)

SEX HARASSMENT : English Turkish

cinsel işkence, cinsel yapıda işkence, sekse dayalı eziyet

SEX HORMONE : English Turkish

seks hormonu, kan akışına karışan ve cinsel ve üreme sistemlerindeki çeşitli işlemleri düzenleyen kimyasal

SEX HYGIENE : English Turkish

cinsel hijyen, seks temizliği

SEX KITTEN : English Turkish

fingirdek kadın, aşırı seksi kadın, cinsel açıdan çok seçici olmayan kadın

SEX LIFE : English Turkish

cinsel yaşam, seks yaşamı

SEX MANIAC : English Turkish

seks sapığı, cinsi sapık, sekse takıntısı olan kimse

SEX OBJECT : English Turkish

n. seks aracı

SEX ON THE BEACH : English Turkish

n. kumsalda seks, şeftali likörü kızılcık suyu ve portakal suyunun votka ile karıştırılması ile hazırlanan votka ile yapılan kokteyl

SEX RATIO : English Turkish

n. cinsiyet oranı, erkek ve kadın sayısı arasındaki ilişki

SEX REASSIGNMENT : English Turkish

hormon tedavisi ve ameliyatla cinsiyetini değiştirme