Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SEVENTIETH : English Turkish

n. yetmişinci, yetmişte bir

SEVENTIETH : English Turkish

adj. yetmişinci, yetmişte bir

SEVENTY : English Turkish

n. yetmişlik

SEVER : English Turkish

v. ayırmak, bölmek, kesmek, yarmak, paylaştırmak, ayrılmak, kopmak

SEVER A LIMB FROM THE BODY : English Turkish

ir uzvu gövdesinden ayırmak, bir uzvu bedeninden kesmek

SEVER ONE'S CONNECTIONS WITH : English Turkish

ağlantıyı koparmak,
ile ilişkisini kesmek

SEVERABILITY : English Turkish

n. kesilebilirlik, ayrılabilirlik, ayrılabilirlik veya kesilip koparılabilirlik kabiliyeti

SEVERABLE : English Turkish

adj. kesilebilir, ayrılabilir, bölünebilir, parçalanabilir, kesip koparılabilir

SEVERAL : English Turkish

n. birkaç, birkaç kişi

SEVERAL : English Turkish

adj. birkaç, farklı, değişik, birbirinden farklı, bir takım

SEVERAL COURSE DINNER : English Turkish

ir sürü yemek çeşidi olan akşam yemeği, büyük bir akşam yemeği

SEVERAL OF : English Turkish

adv. birkaçı

SEVERALLY : English Turkish

adv. ayrı ayrı, teker teker, birer birer

SEVERALTY : English Turkish

n. ayrılabilirlik, bölünebilirlik; seçkin mülkiyet, ayrılacıklı mülkiyet, şahsi/özel sahiplik; ayrıcalıklı/şahsi mülkiyette tutulan mülk

SEVERANCE : English Turkish

n. ayrılma, ayırma, ilişiğini kesme, işten çıkarma

SEVERANCE PAY : English Turkish

işten çıkarma tazminatı

SEVERE : English Turkish

adj. sert, haşin, ağır, acı, şiddetli, keskin, sade, yalın

SEVERE ACUTE RESPIRATORY SYNDROME : English Turkish

n. cidi akut solunum sendromu, SARS, Guangdong'da (Çin vilayeti) ortaya çıkan son derece bulaşıcı ve alışılmadık zatürree türü

SEVERE BEATING : English Turkish

ciddi dayak, sert dayak, ağır darbe

SEVERE BLOW : English Turkish

ciddi darbe, sert vuruş, ciddi vuruş/çarpma

SEVERE BURNS : English Turkish

ciddi yanıklar, deride ciddi haşlanma

SEVERE CRIME : English Turkish

ciddi suç, ağır bir cezalandırma getiren saldırı, acımasız saldırı

SEVERE CRITICISM : English Turkish

ciddi eleştiri, sert gözden geçirme, sert yorum

SEVERE DROUGHT : English Turkish

ciddi kuraklık, kurak havanın ciddi durumu

SEVERE INFLAMMATION : English Turkish

ciddi iltihap, ciddi enfeksiyon, ciddi kirlenme/atık