English Turkish
SETTLE OUT OF COURT : English Turkish
mahkemeye gitmeden halletmek, mahkemeye gitmeye gerek kalmadan probleme bir çözüm bulmak
SETTLE SMB.'S HASH : English Turkish
defterini dürmek, susturmak, icabına bakmak
SETTLE THE STOMACH : English Turkish
mideyi rahatlatmak, sindirimi kolaylaştırmak
SETTLE UP : English Turkish
hesaplaşmak, hesap görmek
SETTLE UP DEBTS : English Turkish
orçları kapatmak, ödenmemiş bakiyeyi ödemek
SETTLE UPON : English Turkish
seçmek; vermek, bağışlamak, hediye etmek
SETTLE WITH : English Turkish
v. uzlaşmak, anlaşmak, anlaşmaya varmak
SETTLEABLE : English Turkish
adj. çözülebilir, halledilebilir; geri ödenebilir; oturulabilir, ikamet edilebilir; yatıştırılabilir, rahatlatılabilir, sakinleştirilebilir
SETTLED : English Turkish
adj. sabit, değişmez, kararlı, devamlı, sürekli, düzenli, durgun, oturmuş, yerleşik, ödenmiş
SETTLED A DISPUTE : English Turkish
ir tartışmaya bir çözüm bulmuş, zorlulları halletmiş
SETTLED ACCOUNTS : English Turkish
hesapları kapatmış, banka ile yapılan düzenleme ve ayarlamaları sonlandırmış
SETTLED AN ACCOUNT : English Turkish
hesapları kapatmış, banka ile yapılan düzenleme ve ayarlamaları sonlandırmış
SETTLED CONFLICT : English Turkish
kapatılmış çatışma, çözülmüş ihtilaf, sona ermiş çatışma
SETTLED DOWN : English Turkish
hayatını geçindirmiş, kendisini tesis etmiş, kendisini kurmuş, kendisi için stabil bir hayat kurmuş; kalıcı konut edinmiş, bir yere yerleşmiş, dolaşmayı bırakıp bir yerde kalmış; rahatlamış, sakinleşmiş
SETTLED HIS DEBT : English Turkish
orçlarını ödemiş, borçlarını kapatmış
SETTLED OLD SCORES : English Turkish
ufak tefek borçlarını hatırlatmış, onunla hesabını kapatmış, ona dar kafalı şekilde davranmış
SETTLED THE DIFFICULTIES : English Turkish
zorlukları aşmış, problemleri çözmüş
SETTLEMENT : English Turkish
n. anlaşma, uzlaşma, barışma, çözümleme, halletme, yatıştırma, ödeme, ödeşme, hesaplaşma, tasfiye, evlilik sözleşmesi, yerleşme, iskân, yerleştirme, yerleşim yeri, ev, koloni, köy, nafaka bağlama, bağlanan gelir, sosyal dayanışma örgütü
SETTLEMENT DAY : English Turkish
n. işletme hesap dönemi son günü
SETTLEMENT NOTICE : English Turkish
halletme uyarısı, ödeme ikazı, garanti edilmiş bir borcun geri ödendiği ikazı
SETTLEMENT OF CONTRADICTIONS : English Turkish
zıtlıkları giderme, tezatları düzenleme, paradokslar olmamasını sağlama
SETTLEMENT PRICE : English Turkish
tasfiye fiyatı, kapatma fiyatı, likitidasyon fiyatı
SETTLER : English Turkish
n. yeni yere yerleşen kimse, göçmen, son darbe, son söz, susturan cevap
SETTLER RADICAL : English Turkish
adikal yerleşimci, siyasi sebeplerle Gazze veya Batı Şeria'da yerleşmek için yer arayan radikal kimse
SETTLING : English Turkish
n. yerleşme, iskân, durultma, hesap, hesaplaşma, ödeşme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani