English Turkish
SET THE THAMES ON FIRE : English Turkish
üyük başarı kazanmak, meşhur olmak
SET THE WORLD ON FIRE : English Turkish
dünyayı ateşe vermek, bir devrime sebep olmak; büyük bir etki/tesiz/izlenim yapmak
SET THEORY : English Turkish
matematiğin teoremleri gruplandırmak ve onları ispat etmekle ilgilenen dalı
SET THINGS STRAIGHT : English Turkish
işleri yoluna koymuş, işleri düzeltmiş, nesneleri düzenlemiş, nesneleri/meseleleri uygun yerine yerleştirmiş
SET TO : English Turkish
aşlamak, girişmek, koyulmak, uğraşmak, tartışmak, kavga etmek
SET TO MUSIC : English Turkish
estelemek
SET TO RIGHTS : English Turkish
sıraya sokmak, düzenli şekle getirmek, sırayla yapmak
SET TO WORK : English Turkish
çalıştırmak
SET TONGUES WAGGING : English Turkish
dile düşürmek, dillere düşmek
SET TUB : English Turkish
çamaşır leğeni
SET UP : English Turkish
v. kurmak, saldırmak, dikmek, monte etmek, yerleştirmek, açıklamak, kırmak (rekor), ileri sürmek, aday göstermek, üzerine çıkarmak, yükseltmek, iyileştirmek, tuzak kurmak, işe girmek, maddi yardım sağlamak, geçindirmek
SET UP : English Turkish
v. toplantı yapmak, birleştirmek, toplamak; ayarlamak, düzenlemek; kurmak; çalıştırmak; bir kimsenin hileye kurban gitmesine sebep olmak; neden olmak, yol açmak, yapmak; masum bir insana suçlu o imiş gibi görünmesi için komplo kurmak
SET UP : English Turkish
n. (Argo) yüksek gürültü, yükses ses; dolandırıcılık, hile, tuzak; pusu; çaba sarfetmeden yenilgiye uğratılabilecek bir rakiple bir oyun veya müsabaka organize etmek
SET UP : English Turkish
n. ayarlama, düzenleme, organizasyon; düzen, tertip, plan, entrika; özel bir çekim için hazır kamera pozisyonu; yazılım veya donanım konfigürasyonu (Bilgisayar)
SET UP A ROADBLOCK : English Turkish
yol kapaması yapmak, bariyer kurmak, yola bir engel yerleştirmek
SET UP IN TYPE : English Turkish
v. dizmek
SET UP PROGRAM : English Turkish
kurulum programı, uygulamanın nasıl çalışacağına karar veren parametrelerin tanımlanmasını sağlayan program (örneğin arkaplanın rengi gibi)
SET UP SHOP : English Turkish
dükkan açmak, bir işyeri açmak
SET UPON : English Turkish
saldırmak, taarruz etmek, kışkırtmak, tahrik etmek
SET WORDS TO MUSIC : English Turkish
müzikle söylenecek kelimeler yazmak, lirik güfteleri müzik için bestelemek
SET-UP TYPE : English Turkish
askı için harflerin sıraya dizilmesi
SETA : English Turkish
n. sert kıl, domuz kılı (Biyoloji)
SETACEOUS : English Turkish
adj. sert kıllı, domuz kılı gibi
SETACEOUSLY : English Turkish
adv. sert kıllar şeklinde, domuz kılı gibi
SETAL : English Turkish
adj. domuz kılına benzeyen, sert kıla benzeyen (Biyoloji)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani