Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SET OFF AGAINST : English Turkish

ona karşı bunu yapmış/kurmuş/dikmiş

SET OFF ALARM BELLS : English Turkish

alarm zillerini kurmuş, ilgi gösterilmesine sebep olmuş, uyarı sistemini aktif hale getirmiş

SET OFF TRACK : English Turkish

saptırmak, döndürmek; çevirmek, yönlendirmek

SET ON : English Turkish

teşvik etmek, cesaretlendirmek, görevlendirmek, kışkırtmak, saldırtmak (köpek vb.)

SET ON A PEDESTAL : English Turkish

alkışlanmış, beğenilmiş, cesaretlendirilmiş, son derece saygı gösterilmiş

SET ON EDGE : English Turkish

sinirli, endişeli, kaygılı, huzursuz

SET ON FIRE : English Turkish

ateşe vermek, tutuşturmak, yakmak

SET ONE'S AFFAIRS IN ORDER : English Turkish

ilişkilerini düzene koymak, meseleleri yerli yerine yerleştirmek

SET ONE'S BACK UP : English Turkish

muhalefetini artırmak, itirazını güçlendirip desteklemek

SET ONE'S COMPASS : English Turkish

pusula ile istikametine karar vermek

SET ONE'S FACE : English Turkish

pozisyon almak, bir fikir oluşturmak

SET ONE'S HAND TO : English Turkish

girişmek, el atmak

SET ONE'S HAND TO THE DOCUMENT : English Turkish

ir belgeyi imzalamak

SET ONE'S HAND TO THE PLOW : English Turkish

elini pulluğa koymak, çalışmaya başlamak, işe başlamak

SET ONE'S HEART ON : English Turkish

kafaya takmak, takıntı yapmak, çok istemek, can atmak

SET ONE'S HOUSE IN ORDER : English Turkish

evini düzenlemek, evini düzene sokmak, işlerini sıraya koymak

SET ONE'S MIND ON : English Turkish

çok istemek, kafasına koymak

SET ONE'S MIND ON DOING : English Turkish

v. kafasına koymak

SET ONE'S SEAL : English Turkish

esmi bir mühür kullanarak imzalamış

SET ONE'S SEAL TO : English Turkish

mühürlemek

SET ONE'S SHOULDER TO THE WHEEL : English Turkish

tekere bir omuz vermiş, bir el atmış, destek olmuş, yardım etmiş

SET ONE'S TEETH : English Turkish

dişlerini gıcırdatmak, dinlemeyi reddetmek

SET ONE'S TEETH ON EDGE : English Turkish

sıkmak, sinirini bozmak, kızdırmak, rahatsız etmek, canını sıkmak, bezdirmek

SET ONESELF AGAINST : English Turkish

önünde durmak,
e karşı olmak

SET ONESELF TO DO SMTH : English Turkish

v. girişmek, koyulmak