Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SET A PRICE ON SMB.'S HEAD : English Turkish

v. başına ödül koymak

SET A RECORD : English Turkish

ekor kırmak, en iyi sonucu elde etmek

SET A SAW : English Turkish

testereyi/bıçkıyı keskinleştirmek

SET A SHIP AFLOAT : English Turkish

v. gemiyi yüzdürmek

SET A SNARE : English Turkish

v. tuzak kurmak, dolap çevirmek, kapan kurmak

SET A SNARE FOR SMB : English Turkish

kapana kıstırmak, tuzak kurmak

SET A STONE ROLLING : English Turkish

harekete geçirmek

SET A TIMETABLE : English Turkish

ir zaman çizelgesi oluşturmak, hangi zamanda belirli görevlerin yapılması gerektiğine dair bir zaman çizelgesi yaratmak

SET A TRAP : English Turkish

kapan kurmak

SET A TRAP FOR : English Turkish

v. tuzak kurmak

SET ABLAZE : English Turkish

yakmak, tutuşturmak

SET ABOUT : English Turkish

girişmek, koyulmak, başlamak, kavgayı başlatmak

SET ACROSS : English Turkish

su kütlesini geçmeye başlamak, bir kara parçası üzerinde seyehate başlamak

SET AFIRE : English Turkish

ir ateş yakmak

SET AGAINST : English Turkish

karşı koymak, karşı çıkmak, karşı olmak, karşı kışkırtmak, birbirine düşürmek, saldırtmak, kıyaslamak, karşılaştırmak

SET AGOING : English Turkish

hareket ettirmek, harekete geçirmek

SET AN EDGE TO : English Turkish

keskinleştirmek

SET AN EXAMINATION : English Turkish

n. sınav sorularını hazırlamak

SET AN EXAMPLE : English Turkish

örnek olmak

SET APART : English Turkish

ayrılmış

SET ARIGHT : English Turkish

v. düzeltmek

SET ASIDE : English Turkish

ayrılmış

SET AT : English Turkish

saldırmak, taarruz etmek; başlamak

SET AT EASE : English Turkish

ahatlatmak, sakinleştirmek, yatıştırmak

SET AT LARGE : English Turkish

serbest bırakmak (hapisten)