Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SET AT LIBERTY : English Turkish

serbest bırakmak, azat etmek

SET AT NAUGHT : English Turkish

v. hiçe saymak, önemsememek

SET AT NOUGHT : English Turkish

hiçe saymak, önemsememek

SET AT NOUGHT : English Turkish

alaya almak, hor görmek, küçümsemek, önemsememek, hafife almak

SET AT ODDS : English Turkish

v. ara bozmak, aralarını bozmak, birbirine düşürmek

SET AT VARIABLE : English Turkish

v. aralarını açmak, aralarını bozmak

SET AT VARIANCE : English Turkish

aralarını bozmak

SET BACK : English Turkish

geri almak, geri bırakmak, geriye almak (saat), içeri almak, mal olmak, patlamak, geride bırakmak, geciktirmek, geri çekilmek

SET BEFORE : English Turkish

göstermek; önermek, teklif etmek

SET BOUNDS TO : English Turkish

sınır koymak

SET BY : English Turkish

iriktirmek, ilerisi için saklamak, hazırlamak, değer biçmek

SET BY THE COMPASS : English Turkish

pusula ile tespit etmek, pozisyonuna pusula kullanarak karar vermek

SET BY THE EARS : English Turkish

aralarını bozmak

SET CONDITIONS : English Turkish

şartları oluşturmak, şartlar yaratmak, şartları zorlamak

SET DOWN : English Turkish

indirmek, koymak, belirlemek, atfetmek, suçlu durumuna düşürmek, ihanet etmek, kaydetmek, yazmak, burnunu sürtmek, alçaltmak

SET EVERY SPRING IN MOTION : English Turkish

irşeyi işler hale getirmek, devam eder hale getirmek, birşeyi harekete geçirmek

SET EYES ON : English Turkish

akmak

SET FAIR : English Turkish

devamlı açık hava

SET FIRE : English Turkish

kundaklamak, yangın çıkarmak, ateşe vermek

SET FIRE TO : English Turkish

ateşe vermek

SET FOOT : English Turkish

ayak basmak

SET FOOT IN : English Turkish

adımını atmak, bir yere girmek

SET FORTH : English Turkish

v. ileri gelmek, öne sürmek, yola çıkmak, yola koyulmak, ortaya koymak

SET FORTH ON A JOURNEY : English Turkish

v. yolculuğa çıkmak, seyahate çıkmak

SET FORWARD : English Turkish

ileri almak, ileriye koymak, ilerletmek, torpil yapmak, ileri sürmek, yol açmak