Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

SERVING A SENTENCE : English Turkish

çeza çeken, bir cezayı yerine getiren

SERVING OUT A SENTENCE : English Turkish

ceza çekmek, hapishanede vakit geçirmek

SERVING SUGGESTION : English Turkish

porsiyonları servis etmek için yemek taşıma kapları veya yemek tarifleri üzerine öneriler

SERVITOR : English Turkish

n. uşak, hizmetçi, maiyet, burslu öğrenci (eski)

SERVITUDE : English Turkish

n. kölelik, kulluk, esaret, bağımlılık, ağır ceza, irtifak hakkı

SERVLET : English Turkish

n. (Bilgisayar) bir sunucuyu çalıştıran küçük uygulama programı (bir applet'e benzer)

SERVO ASSISTED : English Turkish

adj. servo, özdevinimli

SERVO ASSISTED BRAKE : English Turkish

n. servo fren

SERVO MECHANISM : English Turkish

servo mekanizması, yardımcı cihaz

SERVO STEERING : English Turkish

n. servo direksiyon

SERVOMECHANISM : English Turkish

n. servo mekanizması, düşük enerjiyi yüksek enerji hareketine dönüştüren cihaz (özellikle bir geri besleme sistemi ile kendisini otomatik olarak düzenleyen)

SERVOMOTOR : English Turkish

n. servo motor, servomekanizmasında kontrol cihazı olarak işlev gören motor

SESAME COOKIES : English Turkish

susamlı bisküvi, susam tohumları ile kaplanmış bisküvi, susam tohumları içeren büskivi

SESAME COOKY : English Turkish

susamlı kurabiye, susam tohumları ile yapılan kurabiyeler

SESAME STREET : English Turkish

n. susam sokağı, 1960'ların sonlarında başlayan ve sayıları ve harfleri öğreten küçük çocuklar için eğitici televizyon programı ("Muppetlar" ın (konuşan kuklaların olduğu program), canlı oyuncuların, animasyon ve kuklaların kullanıldığı)

SESAMOID : English Turkish

adj. susamsı, boğumlu

SESH : English Turkish

n. oturum, celse, toplantı, konferans; belirlenmiş zaman periyodu (Argo)

SESQUI : English Turkish

pref. bir buçuk

SESQUIALTER : English Turkish

adj. bir buçuk

SESQUIALTERAL : English Turkish