Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SHEARED : English Turkish

adj. kırpılmış, traş edilmiş, keskin bir aletle kesilmiş

SHEARER : English Turkish

n. koyun kırpan kimse, tırpancı, orakçı

SHEARING : English Turkish

n. kırpma, kırkma, kesme, biçme, makaslama

SHEARING FORCE : English Turkish

n. makaslama gücü

SHEARING STRENGHT : English Turkish

n. makaslama gücü, kesme dayanıklılığı

SHEARING STRESS : English Turkish

n. makaslama gerilimi

SHEARLING : English Turkish

n. ilk kez kırpılan koyun

SHEARS : English Turkish

n. büyük makas, kırkma makası, metal kesme makası

SHEARWATER : English Turkish

n. yelkovan kuşu

SHEATFISH : English Turkish

n. orta ve doğu Avrupa'da bulunan büyük ve uzun kedibalığı

SHEATH : English Turkish

n. kın, kılıf, zarf, kaplama, elitra, prezervatif, kaput, dar ve düz elbise

SHEATH KNIFE : English Turkish

ir kılıftaki bıçak, kın içerisindeki bıçak

SHEATHE : English Turkish

v. kılıfına koymak, kınına sokmak, kabına koymak, gizlemek, kaplamak

SHEATHE THE SWORD : English Turkish

kılıcı kınına koymak, savaşı bitirmek

SHEATHER : English Turkish

n. bir kılıfa koyan kimse, kınına sokan kimse (bir hançer, bir kılıç vb.); nesneleri koruyucu bir örtü ile kaplayan kimse

SHEATHING : English Turkish

n. kaplama, zırh

SHEATHING LEAF : English Turkish

ir kın gibi şekillendirilmiş yapraklar

SHEAVE : English Turkish

v. demet yapmak, demetlemek

SHEAVE : English Turkish

n. çıkrık, makara, bobin, oluklu kasnak

SHEAVES : English Turkish

n. demetler, tomarlar, çıkrıklar, bobinler

SHEBA : English Turkish

n. bir bayan ismi; güney-batı Arabistan'da bulunan antik krallık (günümüz Yemen'inde); Saba'nın İncil'deki adı

SHEBANG : English Turkish

n. dükkân, mağaza, işyeri, bar, meyhane, konu, mesele

SHEBEEN : English Turkish

n. bar [İrl.], meyhane [İrl.]

SHECHEM : English Turkish

n. Batı Şeria'da bulunan ve Filistin Otoritesi altında bulunan şehir (Arapça Nablus diye söylenir)

SHED : English Turkish

n. baraka, kulübe, sundurma, ahır, hangar, odunluk