Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SHE : English Turkish

n. kadın

SHE ASS : English Turkish

dişi eşşek

SHE BEAR : English Turkish

dişi ayı

SHE CAN'T TAKE A JOKE : English Turkish

şaka kaldırmaz, şakadan anlamaz

SHE COULDN'T HOLD THE CANDLE TO HER SISTER : English Turkish

kızkardeşine yardım edemez, kızkardeşi ile karşılaştırılamaz, o ve kızkardeşi arasında hiçbir benzerlik yok

SHE DEVIL : English Turkish

n. dişi şeytan

SHE DOESN'T GET ME : English Turkish

o kız beni anlamıyor

SHE DOG : English Turkish

n. dişi köpek

SHE GIVES HIM THE GO-BY : English Turkish

o kız o erkeği önemsemiyor, ona dikkat etmiyor, onunla ilgilenmiyor

SHE GOAT : English Turkish

dişi keçi

SHE HAD NO BUSINESS TO : English Turkish

unların hiçbiri onun işi değil, bunu yapmaya hakkı yoktu (birşey)

SHE HAS SEEN BETTER DAYS : English Turkish

daha iyi günler görmüştü, diğer günlerde daha fazla şansı olmuştu; durumu alışık olduğu kadar iyi değil

SHE HERSELF : English Turkish

aslında kendisi, yanlız o

SHE IS A PEACH : English Turkish

o bir şeftali, o tatlı güzel ve yardımsever

SHE IS BEGINNING TO SHOW : English Turkish

gösteriye başlıyor, o kız şu an bir kimsenin onun karnının yuvarlaklığını görebileceği şekilde hamileliğinin ilerlemiş safhasında bulunuyor

SHE IS EXPECTING : English Turkish

ebek bekliyor, hamile

SHE IS NINE MONTHS GONE : English Turkish

dokuz aylık gebe

SHE IS NO FOOL : English Turkish

o kız aptal değil, o kız salak değil

SHE IS NOT HERSELF : English Turkish

o kız kendisi değil, normal davranmıyor, genelde olduğu gibi değil

SHE IS SERIOUSLY INJURED : English Turkish

o ağır yaralı

SHE IS THE ONE : English Turkish

o ve yanlızca o, bu gerçekten o, bu onun ta kendisi

SHE LET HERSELF GO : English Turkish

açtı ağzını yumdu gözünü

SHE WEARS THE BREECHES : English Turkish

pantolonları giyer, evde otorite odur, kocanın gücü yoktur

SHE WOLF : English Turkish

dişi kurt

SHE WOULDN'T DREAM OF : English Turkish

u onun aklına gelmezdi, bu onun aklına gelmeyecekti