English Turkish
SHELDON : English Turkish
n. bir erkek ismi; bir soyadı; Gilbert Sheldon (
1677), İngiliz başpiskopos, II. Charles'ın danışmanı; Edward A. Sheldon (
97), ABD'li eğitimci ve eğitim reformcusu
SHELDON LEE GLASHOW : English Turkish
n. (1932 doğumlu) Steven Weinberg ve Abdus Salam ile birlikte 1979 Nobel Fizik Ödülü'nü kazanan ABD'li fizikçi
SHELDRAKE : English Turkish
n. al kuşaklı ördek
SHELF : English Turkish
n. raf, pervaz, kaya tabakası, sığlık
SHELF LIFE : English Turkish
af ömrü, bozulmadan kalma süresi
SHELF LINER : English Turkish
ağlantı kağıdı, dolapları ve çekmeceleri kaplamak için kullanılan kağıt
SHELFWARMER : English Turkish
n. satılmayan mal, sürümü olmayan mal
SHELL : English Turkish
n. dış kaplama (gemi, uçak), kabuk, kabuk (midye vb.), deniz kabuğu, kaplumbağa kabuğu, yumurta kabuğu, yapı iskeleti, kovan, dış görünüş, yarış kayığı, bomba, top mermisi, fişek, havai fişek roketi, sıvası yapılmamış bina
SHELL : English Turkish
v. kabuğunu soymak, bombalamak
SHELL ACCOUNT : English Turkish
ir bilgisayarın İnternet erişimi olan büyük bir sistemin terminali olarak bağlandığı İnternet hesabı
SHELL AN EGG : English Turkish
yumurtanın kabuğunu soymak
SHELL CALIBER : English Turkish
kabuğun çapı, kabuğun boyutu
SHELL EGG : English Turkish
taze yumurta
SHELL GAME : English Turkish
aldatmacalı üç kabuk oyunu, üçkâğıtçılık
SHELL OUT : English Turkish
ödemek, paraları sökülmek
SHELL PROGRAM : English Turkish
kabuk program, bir işletim sistemi ve kullanıcı arasında arayüz olarak hizmet eden komutlar sağlayan yardımcı program (Bilgisayar)
SHELL SHOCK : English Turkish
savaş bunalımı, savaştan kaynaklanan ruhsal çöküntü
SHELL-JACKET : English Turkish
kabuk ceket, sıkıca vücuda oturan ve özel durumlarda giyilen akşam ceketi
SHELLAC : English Turkish
n. gomalaka, küfelik
SHELLAC : English Turkish
v. gomalaka ile cilalamak
SHELLACK : English Turkish
n. ince tabakalar veya tanecikler şeklinde işlenmiş ve arıtılmış laka; alkolde çözünmüş işlenmiş lakadan yapılan vernik (ayrıca shellac)
SHELLACKER : English Turkish
n. vernikle kaplayan kimse, vernik atan kimse; diğerine dayak atan kimse, diğerini kolayca yenilgiye uğratan kimse (Argo)
SHELLACKING : English Turkish
n. büyük yenilgi, bozgun; döven, dayak atan
SHELLCRATER : English Turkish
n. top mermisi çukuru
SHELLED : English Turkish
suff. kabuklu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani