Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SKITTLE ALLEY : English Turkish

dokuz kuka sahası

SKITTLES : English Turkish

interj. lanet olsun, saçma

SKITTLES : English Turkish

n. dokuz kuka oyunu, çelik çomak (oyun)

SKIVE : English Turkish

n. kösele yontma, elmas traşlama

SKIVE : English Turkish

v. ince ince yarmak (kösele), yontmak, kaytarmak, traşlamak (taş)

SKIVE OFF : English Turkish

v. asmak (iş vb.), kaytarmak, arazi olmak, toz olmak

SKIVER : English Turkish

n. kösele yontma bıçağı, sahtiyan, kaytaran, işini asan

SKIVVY : English Turkish

v. hizmetçi gibi çalışmak

SKIVVY : English Turkish

n. hizmetçi

SKIWEAR : English Turkish

n. kayak giysisi

SKOAL : English Turkish

interj. şerefe!, iyi şağlığa! (kadeh tokuştururken söylenen)

SKOKIE : English Turkish

n. İllinois'te (ABD) bir kasaba

SKOL : English Turkish

interj. şerefe!, iyi şağlığa! (kadeh tokuştururken söylenen)

SKOPJE : English Turkish

n. Makedonya'nın başkenti

SKOSH : English Turkish

n. (ABD Argosu) zerre, küçük miktar

SKU : English Turkish

stok saklama numarası, özel bir ürüne verilen ve mevcut ürünleri stoktaki miktarını takip için kullanılan numara

SKUA : English Turkish

n. yırtıcı martı, yırtıcı martıgiller

SKULDUGGERY : English Turkish

n. komplo, hilekârlık, üçkâğıtçılık

SKULK : English Turkish

v. gizlenmek, kötü niyetle gizlenmek, fırsat kollamak, sinsice dolaşmak, yan çizmek, kaytarmak

SKULK AFTER : English Turkish

v. sinsice takip etmek

SKULKER : English Turkish

n. kötü niyetle gizlenen kimse, saklanan kimse, sinsi kimse, yan çizen kimse

SKULKING : English Turkish

adj. korkak

SKULL : English Turkish

n. kafatası, kurukafa

SKULL AND CROSSBONES : English Turkish

kurukafa resmi, korsan bayrağı işareti

SKULLCAP : English Turkish

n. kafatasının üst bölümü, takke, bere