Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SKULLDUGGERY : English Turkish

n. aldatma, kandırma, ahlaksızlık, dürüst olmama; hile (ayrıca skulduggery)

SKULLS : English Turkish

n. kafatasları

SKUNK : English Turkish

n. kokarca, aşağılık kimse, alçak herif

SKUNK : English Turkish

v. yenmek, mahvetmek

SKUNK WORKS : English Turkish

kokarca işleri, ABD'de ABD ordusu için çok modern uçaklar üretmek ve gizli projeler geliştirmek için çalışan endüstriyel fabrikalar

SKUNKED : English Turkish

adj. yenilmiş, bir oyunda sıfır çekmiş; alkolden sarhoş olmuş, sarhoş

SKY : English Turkish

n. gökyüzü, gök, sema, hava, iklim, hava sahası, bölge

SKY : English Turkish

v. yükseğe atmak, havaya atmak, yukarı asmak

SKY ADVERTISING : English Turkish

n. uçakla reklâm

SKY BLUE : English Turkish

gök mavisi

SKY GLIDING : English Turkish

n. sky gliding

SKY HIGH : English Turkish

çok yüksek

SKY LINER : English Turkish

n. büyük yolcu uçağı, dev uçak

SKY PARLOR : English Turkish

tavanarası, çatı katıbinanın en tepe noktasındaki alan

SKY PILOT : English Turkish

ahip, papaz

SKY SIGN : English Turkish

ir uçak tarafından dumanla yazılan reklam

SKY SOWN WITH STARS : English Turkish

yıldızlar ekilmiş gökyüzü, yıldızlarla dolu gökyüzü, açık gökyüzü

SKY'S THE LIMIT : English Turkish

sınır uzay, sınır yok, sadece uzay sizi durdurabilir

SKY-HIGH : English Turkish

inanılmaz yüksekliklere kadar, son derece yüksek

SKYBOX : English Turkish

n. bir stadyum veya spor arenasında yükseltilmiş lüks kapatılmış oturma yeri, bir spor stadyumundaki VİP balkonu

SKYCAP : English Turkish

n. hamal, yolculara bagajlrını taşımalarında yardım eden havaalanı çalışanı

SKYCOACH : English Turkish

n. hava otobüsü

SKYDIVE : English Turkish

v. paraşütle atlamak, bir uçaktan atlayarak paraşütü açmadan önce akrobatik hareketler yapmak

SKYDIVER : English Turkish

n. paraşütü hemen açmadan atlayan kimse

SKYDIVING : English Turkish

n. paraşütü hemen açmadan atlama, skydiving