Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SLEET : English Turkish

n. sulusepken, sulu kar, karla karışık yağmur

SLEET : English Turkish

v. sulusepken yağmak, sulu kar yağmak

SLEETSTORM : English Turkish

n. beraber şekilde kar ve yağmur fırtınası

SLEETY : English Turkish

adj. sulusepken gibi, sulu kar gibi

SLEEVE : English Turkish

n. kol (giysi), yen, kol, kol düzeni, ek bileziği, zıvana

SLEEVED : English Turkish

suff. kollu

SLEEVED : English Turkish

adj. kollu

SLEEVELESS : English Turkish

adj. kolsuz (elbise)

SLEEVELESS UNDERSHIRT : English Turkish

n. atlet

SLEIGH : English Turkish

n. atlı kızak

SLEIGH : English Turkish

v. atlı kızakla gitmek

SLEIGH BELL : English Turkish

atlı kızak çanı

SLEIGHT : English Turkish

n. ustalık, beceri, el becerisi, el çabukluğu, hokkabazlık, aldatmaca

SLEIGHT OF HAND : English Turkish

el çabukluğu, aldatmaca, hile

SLENDER : English Turkish

adj. ince, ince belli, narin, ufak tefek, yetersiz, az, sınırlı

SLENDER WAISTED : English Turkish

adj. ince belli

SLENDERISE : English Turkish

v. ince ve narin yapmak, ebat olarak inceleştirmek; ince ve narin olmak, zayıflamak; daha ince görünmesine sebep olmak (ayrıca slenderize)

SLENDERIZE : English Turkish

v. inceltmek, incelmek

SLENDERLY : English Turkish

adv. çok zayıf ve ince bir görüntü ile, ince bir şekilde

SLENDERNESS : English Turkish

n. incelik, narinlik, kuvvetsizlik, yetersizlik, kısıtlı olma, anca yetme

SLEPT ON IT : English Turkish

üzerinde uyumuş, üzerinde düşünmek için zaman almış, değerlendirmek için zaman almış

SLEPT WELL : English Turkish

iyi uyumuş, iyi bir gece uykusu çekmiş, iyi dinlenmiş

SLEPT WITH HER : English Turkish

onunla uyumuş, onunla cinsel ilişkiye girmiş, onunla aşk yapmış (kadınla alakalı)

SLEPT WITH HIM : English Turkish

onunla uyumuş, onunla cinsel ilişkiye girmiş, onunla aşk yapmış (erkekle alakalı)

SLEUTH : English Turkish

v. iz sürmek, takip etmek, detektiflik yapmak