Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SLEUTH : English Turkish

n. polis köpeği, detektif, hafiye

SLEUTHHOUND : English Turkish

n. polis köpeği

SLEUTHING : English Turkish

n. polisiye iş, keşif yapma, inceleme

SLEW : English Turkish

n. bataklık arazi, çok miktar, fazla miktar, yığın

SLEW : English Turkish

v. döndürmek, çevirmek, devir yaptırmak, dönmek, devretmek

SLEW OF HIP EVENTS : English Turkish

ir sürü heyecan yaratan olaylar

SLEW ROUND : English Turkish

döndürmek, çevirmek, devrettirmek, eksen üzerinde döndürmek

SLEWED : English Turkish

adj. (Argo) sarhoş, alkolden sarhoş olmuş

SLI : English Turkish

görüntülenme hızını büyük oranda artıran bilgisayar ekranı veri işlem yöntemi (Bilgisayar)

SLICE : English Turkish

n. dilim, pay, hisse, spatula, servis spatulası, kesme vuruşu (tenis)

SLICE : English Turkish

v. dilmek, dilimlemek, kesmek, biçmek, bölmek, kesme vuruşu yapmak, dilimlenmek

SLICE AND DICE FILMS : English Turkish

(Argo) kesme ve doğrama filmleri, kurbanların kesilip doğrandığı vahşi korku filmleri

SLICE OF BREAD : English Turkish

ekmek dilimi, bir ekmekten bir dilim kesme

SLICE OF CHEESE : English Turkish

peynir dilimi

SLICE OF LIFE : English Turkish

hayat dilimi, insanlık tarihinin bir bölümü, bir kimsenin gündelik hayatından bir bölüm

SLICEABLE : English Turkish

adj. dilimlenebilir

SLICED : English Turkish

adj. dilimlenmiş, dilimli

SLICED BREAD : English Turkish

dilimlenmiş ekmek, dilimlendikten sonra satılmış ekmek

SLICER : English Turkish

n. dilimleyici, dilimleme makinesi

SLICING : English Turkish

n. dilme, dilimleme, doğrama

SLICING MACHINE : English Turkish

dilimleme makinası, dilimlemek için kullanılan makina

SLICK : English Turkish

n. kuşe kâğıtlı dergi, kaliteli dergi

SLICK : English Turkish

v. düzeltmek, düzlemek, düzleştirmek, kayganlaştırmak

SLICK : English Turkish

adj. düz, purüzsüz, düzgün, kaygan, becerikli, usta, kurnaz, şeytan gibi

SLICK : English Turkish

adv. ustaca, çabucak, hemen, tam