Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SNOBBY : English Turkish

adj. kibirli, kendini diğerlerinden üstün gören, kendini beğenmiş, mağrur

SNOEK : English Turkish

n. ıskarmoz

SNOG : English Turkish

v. öpüşüp koklaşmak, sarmaş dolaş öpüşmek

SNOGGING : English Turkish

n. (Britanya) sokulma; sarılma ve öpme, sarılarak öpme

SNOLLYGOSTER : English Turkish

n. ahlaksız kimse, kendi durumunda gelişme sağlamak üzere etik olmayan şeyler yapan kimse

SNOOD : English Turkish

n. kurdele, saç kurdelesi

SNOOK : English Turkish

n. nanik, zargana benzeri bir balık

SNOOKER : English Turkish

n. bir tür bilardo

SNOOKER CLUB : English Turkish

ilardo kulübü

SNOOKER POOL : English Turkish

n. bir tür bilardo

SNOOKERED : English Turkish

adj. yenilmiş, köşeye kıstırılmış

SNOOP : English Turkish

n. her işe burnunu sokan kimse, meraklı taze, hafiye, meraklı

SNOOP : English Turkish

v. merakla gözetlemek, gizlice aramak, burnunu sokmak

SNOOP DOGG : English Turkish

(1972'de Calvin Broadus olarak doğan) ABD'li rap müzisyeni

SNOOP DOGGY DOGG : English Turkish

(1972'de Calvin Broadus olarak doğan) ABD'li rap müzisyeni

SNOOP INTO : English Turkish

v. burnunu sokmak

SNOOPER : English Turkish

n. başkalarının özel hayatını gizlice araştıran kimse, başkalarının hayatına burnunu sokan kimse

SNOOPINESS : English Turkish

n. meraklılık, meraklı olma durumu, aşırı meraklılık

SNOOPING : English Turkish

n. her şeye burnunu sokma

SNOOPSCOPE : English Turkish

n. gece dürbünü

SNOOPY : English Turkish

n. "Peanuts" çizgi roman serisinden köpek karakteri

SNOOPY : English Turkish

adj. meraklı, her işe burnunu sokan

SNOOT : English Turkish

n. burun, surat, yüz

SNOOTILY : English Turkish

adv. kendini beğenmiş bir şekilde, burnu büyük bir şekilde, aşağılar bir şekilde, kibirli bir şekilde

SNOOTINESS : English Turkish

n. kibir