Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SNEERINGLY : English Turkish

adv. küçümseyerek, hor görerek, tepeden bakarak, aşağılayarak

SNEEZE : English Turkish

n. aksırık, hapşırma, aksırma

SNEEZE : English Turkish

v. aksırmak, hapşırmak

SNEEZER : English Turkish

n. hapşıran kimse

SNEEZY : English Turkish

adj. hapşırma eğiliminde olan, hapşırma rahatsızlığı; hapşırmaya neden olan, bir kimseyi hapşırtan

SNELL : English Turkish

n. Willebrod van Roijen Snell (
1626), ışığın kırılma kanununu bulan Hollandalı matematikçi

SNELL : English Turkish

n. balık iğnesini sicime bağlamaya yarayan kısa bağırsak teli veya naylon

SNELL'S LAW : English Turkish

Snell yasası, 1621 yılında Willebrod Snell tarafından bulunan ışığın kırılma fenomenini açıklayan yasa (örneğin ışık bir ortamdan diğer bir ortama geçerken kırılır, Snell'in formülünde açıklandığı gibi: NxSIN (A) =MxSIN (B))

SNICK : English Turkish

n. kesik, çentik

SNICK : English Turkish

v. kesmek, çentmek

SNICKER : English Turkish

n. kişneme, gülmesini tutamama

SNICKER : English Turkish

v. kişnemek, kıs kıs gülmek, gülmesini tutamamak

SNICKERING : English Turkish

n. kıs kıs gülme

SNICKERINGLY : English Turkish

adv. kıs kıs gülerek, sessizce gülerek, kendini tuta tuta gülerek

SNICKERS : English Turkish

n. çikolata markası

SNICKERSNEE : English Turkish

n. büyük bıçak

SNIDE : English Turkish

adj. sahte, taklit, art niyetli, küçümseyen

SNIDENESS : English Turkish

n. sahtelik; küçümseme, kötüleme, aşağılama

SNIFF : English Turkish

n. burnunu çekme, burnuna çekme, koklama, çekilen miktar, burun kıvırma

SNIFF : English Turkish

v. koklamak, burnuna çekmek, burnunu çekmek, burun kıvırmak, kokusunu almak, sezmek

SNIFF AT : English Turkish

urun kıvırmak, yabana atmak, görmezden gelmek, hiçe saymak

SNIFF DANGER : English Turkish

tehlike kokusu almak, risk hissetmek, tehlike hissetmek

SNIFF IN : English Turkish

v. burnuna çekmek

SNIFF UP : English Turkish

urnuna çekmek

SNIFFER : English Turkish

n. burnunu çeken kimse, burundan hava alan, burundan nefes alan; soluyarak uyuşturucu madde alan kimse; burun (Argo); belli bir maddenin varlığını saptamak için kullanılan cihaz