Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SNOOTY : English Turkish

adj. kendini beğenmiş, kibirli, tepeden bakan, küçümseyen, mağrur

SNOOZE : English Turkish

n. şekerleme, uyuklama, kısa uyku

SNOOZE : English Turkish

v. şekerleme yapmak, kestirmek, uyuklamak, uyumak

SNOOZE ALARM : English Turkish

erteleme alarmı, uzatma alarmı, şekerleme alarmı, kısa uyku alarmı, alarm saati, sabahları uyanmak için kullanılan saat (her birkaç dakikada bir çalar)

SNOOZE AWAY : English Turkish

v. uyuklayarak geçirmek

SNOOZER : English Turkish

n. uyuklayan, kısa uyku uyuyan, kestiren, şekerleme yapan, hafif uykuya dalan

SNOOZY : English Turkish

adj. uykucu, pinekleyen, uyuklayan, uyuşuk

SNORE : English Turkish

n. horlama, horultu

SNORE : English Turkish

v. horlamak

SNORER : English Turkish

n. horlayan kimse

SNORING : English Turkish

n. gırgır

SNORKEL : English Turkish

n. şnorkel

SNORKEL : English Turkish

v. şnorkelle yüzmek

SNORT : English Turkish

n. burnundan soluma, homurdanma

SNORT : English Turkish

v. burnundan solumak, homurdanmak, öfkeyle burnundan solumak

SNORT OUT : English Turkish

v. homurdanarak söylemek

SNORTER : English Turkish

n. burnundan soluyan kimse, burnundan soluyan hayvan, fırtına, mükemmel şey, tok sözlü kimse, gürültülü iş

SNORTY : English Turkish

adj. küçük gören

SNOT : English Turkish

n. sümük, aşağılık kimse

SNOT RAG : English Turkish

(Argo) mendil

SNOTTY : English Turkish

adj. sümüklü, asteğmen [den. arg.], aşağılık, kendini beğenmiş, öfkeli

SNOUT : English Turkish

n. burun [zool.], hortum [zool.], ön kısım (araba), kovan, duy, muhbir, ispiyoncu, tütün [brit.]

SNOUTED : English Turkish

suff. burunlu

SNOW : English Turkish

n. kar, karlanma [tv], eroin, kokain

SNOW : English Turkish

v. kar yağmak, karla kaplamak, abartılı konuşarak etkilemek