Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SNOWS OF YESTERYEAR : English Turkish

geçen yılın karı, güncel varlığı olmayan şey (protesto edilmiş ve yok olmasına neden olunmuş bir şey için kullanılır)

SNOWSCAPE : English Turkish

n. kar manzarası, karlı bir görüntüyle oluşmuş manzara

SNOWSHED : English Turkish

n. kar siperi, kar duvarı, kara karşı korunma amacıyla inşa edilmiş yapı (özellikle de demiryolu hattının bir bölümü üzerine)

SNOWSHOE : English Turkish

v. kar ayakkabısı ile yürümek

SNOWSHOEING : English Turkish

n. kar ayakkabısı ile yürüme, kar ayakkabısı ile seyahat etme

SNOWSHOES : English Turkish

n. kar ayakkabısı

SNOWSLIDE : English Turkish

n. çığ

SNOWSLIP : English Turkish

n. çığ

SNOWSTORM : English Turkish

n. kar fırtınası, tipi

SNOWSUIT : English Turkish

n. kar takımı, çocuklar tarafından soğuk veya karlı havada giyilen sıcak harici giyecek

SNOWY : English Turkish

adj. karlı, kar yağışlı, kar gibi, kar beyazı

SNR : English Turkish

n. bir cihazdan yayılan sinyalle aynı cihazdan yayılan gürültü arasındaki desibel farkı

SNUB : English Turkish

n. kötü davranma, hakaret, kötü söz

SNUB : English Turkish

v. kötü davranmak, terslemek, küçük düşürmek, haddini bildirmek, yönünü değiştirmek (gemi)

SNUB : English Turkish

adj. kalkık uçlu

SNUB NOSED : English Turkish

kalkık burunlu, küçük kalkık burunlu

SNUBBER : English Turkish

n. hiçe sayan kimse, küçümseyen kimse, bilerek görmezden gelen kimse

SNUBBY : English Turkish

adj. hiçe sayan, küçümseyen, bilerek görmezden gelen, burnu büyük, aşağılayan, kibirli

SNUFF : English Turkish

n. burnuna çekme, enfiye, mum ipinin yanık ucu

SNUFF : English Turkish

v. burnuna çekmek, koklamak, kokusunu almak, enfiye çekmek, yanmış mum ipini kesmek

SNUFF COLORED : English Turkish

adj. taba rengi

SNUFF COLOURED : English Turkish

adj. taba rengi

SNUFF FILM : English Turkish

oyuncularından birinin sadistçe bir cinsel fiil sırasında veya sonrasında öldürüldüğü pornografik film

SNUFF IT : English Turkish

ölmek

SNUFF OUT : English Turkish

söndürmek, bitirmek, sonuçlandırmak