English Turkish
SOMETHING ELSE : English Turkish
aşka bir şey; sıra dışı bir şey, olağanüstü bir şey, bir şeyin en iyisi
SOMETHING FISHY : English Turkish
kuşkulu bir şey, şüpheli bir şey, içinde bityeniği olan bir şey
SOMETHING GOOD : English Turkish
iyi bir şey, pozitif bir şey, olumlu bir şey, istene bir şey, arzulanan bir şey
SOMETHING HAPPENED : English Turkish
ir şey oldu, bir şey gerçekleşti, bir şey meydana geldi
SOMETHING HAPPENED TO HIM : English Turkish
ona bir şey oldu, onun başına bir şey geldi, o bir şey tecrübe etti; o değişti, o bir bakıma değişti; o bir çeşit kaza geçirdi
SOMETHING IN ADDITION : English Turkish
ilave bir şey, doğrulama için gerekli olan ilave hukuki delil, kuvvetlendirici görgü tanığı ifadesi
SOMETHING IN THE AIR : English Turkish
ortada bir şeyler dönüyor
SOMETHING IN THE WIND : English Turkish
havada bir şey var, havada bir şeyin kokusu var, yakında bir şey olacak, bir şey meydana gelecek
SOMETHING IS MAKING A NOISE : English Turkish
ir şey ses çıkartıyor
SOMETHING IS ROTTEN IN THE STATE OF DENMARK : English Turkish
urada bir şeyin kokusu var, burada ters giden bir şey var; Danimarka ülkesinde kokmuş bir şey var (Shakespeare'in "Hamlet" adlı eserinden alınmıştır, Danimarka'nın kraliyet sarayındaki bozulmaya karşı yapılan bir yorum)
SOMETHING LIKE : English Turkish
gibi, gibisi, yaklaşık olarak, aşağı yukarı
SOMETHING OF : English Turkish
adv. biraz, bir parça, birazcık
SOMETHING OF THE KIND : English Turkish
onun gibi bir şey, ona benzer bir şey
SOMETHING OR OTHER : English Turkish
u ya da diğer, o ya da öbürü, öyle ya da böyle, her neyse (önemsiz bir şeyle ilgili olarak kullanılır)
SOMETHING OUT OF NOTHING : English Turkish
yoktan yaratılma, yaratılma, dünya
SOMETHING SEEMS TO BE THE MATTER : English Turkish
ir mesele var gibi, bir şeyler yanlış gidiyor, bir şeyler yolunda gitmiyor gibi
SOMETHING TO BITE ON : English Turkish
düşündürücü bir şey, üzerinde düşünülecek bir şey, hakkında düşünülecek bir şey
SOMETHING TO DO : English Turkish
yapacak bir şey, yerine getirilecek bir faaliyet, ifa edilecek bir iş, kendini meşgul edecek bir şey
SOMETHING TO THINK ABOUT : English Turkish
düşündürücü bir şey, üzerinde düşünülecek bir şey, hakkında düşünülecek bir şey
SOMETHING WENT WRONG : English Turkish
ir şeyler ters gitti, bir şeyler yolunda gitmedi, bir şeyler planlandığı gibi gitmedi
SOMETHING WRONG : English Turkish
ir sorun mu var
SOMETIME : English Turkish
adj. eski, önceki, sabık
SOMETIME : English Turkish
adv. bir gün, günün birinde, bir ara, bazen, eskiden
SOMETIME LATER : English Turkish
daha sonra bir zaman, sonradan, gelecekte bir zamanda
SOMETIMES : English Turkish
adv. bazen, ara sıra, arada sırada
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani