Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SOMATOPLEURIC : English Turkish

adj. içinden içsel vücut duvarları ve amniyonun (dölüt torbası) geliştiği embriyonik hücreler tabakası ile ilgili (Embriyoloji)

SOMATOPSYCHIC : English Turkish

adj. ruh ve beden, ruh ve bedenle ilgili

SOMATOSENSORY : English Turkish

adj. somatosensori, deri ve iç organlardan duyusal uyaran algısı ile ilgili; beyin zarının somatosensori alanı

SOMATOTONIA : English Turkish

n. somatotoni, dışa dönük ve saldırgan kişilik (Psikoloji)

SOMATOTROPIN : English Turkish

n. somatotropin, büyüme hormonu, hipofiz bezi tarafından salgılanan ve insanlarda büyümeyi teşvik eden peptit hormon

SOMBER : English Turkish

adj. loş, karanlık, koyu, kasvetli, karamsar, hüzünlü, iç karartıcı

SOMBER SKY : English Turkish

kasvetli gökyüzü, gri gökyüzü, gri bulutlarla kaplı gökyüzü

SOMBERLY : English Turkish

adv. hüzünlü bir şekilde, üzüntülü bir şekilde, kasvetli bir şekilde, kederle, büyük üzüntüyle

SOMBERNESS : English Turkish

n. loşluk, karanlık, koyuluk, kasvet, hüzün

SOMBRE : English Turkish

adj. loş, karanlık, koyu, kasvetli, karamsar, hüzünlü, iç karartıcı

SOMBRENESS : English Turkish

n. loşluk, karanlık, koyuluk, kasvet, hüzün

SOMBRERO : English Turkish

n. geniş kenarlı şapka

SOME : English Turkish

pron. bazı, kimi, bazısı, kimisi, bazıları, herhangi bir

SOME : English Turkish

adj. bir parça, biraz, bazı, kimi, bir takım, bir, çok, epey, yaklaşık, takriben, amma, acayip, ne biçim, süper, çok iyi

SOME : English Turkish

adv. biraz, aşağı yukarı, civarında, bir dereceye kadar

SOME ARE MORE EQUAL THAN OTHERS : English Turkish

azıları diğerlerinden daha eşit, gerçekte herkes veya her şey eşit değildir

SOME CONSOLATION : English Turkish

iraz teselli, kısmî rahatlatma, az ya da çok destek verme

SOME DAY : English Turkish

ir gün, günün birinde, gelecekte

SOME DAY OR OTHER : English Turkish

ileride bir gün, bir gün, gelecekte bir zaman, günün birinde, zamanın birinde

SOME DISTANCE : English Turkish

iraz mesafede, bir miktar uzaklıkta

SOME LIKE IT HOT : English Turkish

azıları sıcak sever, başrollerinde Marilyn Monroe ve Tony Curtis'in oynadığı 1959 yapımı film (Billy Wilder tarafından yönetilen)

SOME MORE : English Turkish

iraz daha fazla, ilave bir miktar

SOME OF THE PAINT HAS SCALED OFF : English Turkish

oyanın bir kısmı pullanıp döküldü, boyanın bir kısmı soyuldu

SOME OF THESE DAYS : English Turkish

yakın gelecekte; önümüzdeki günlerde, önümüzdeki birkaç gün içinde

SOME OTHER TIME : English Turkish

aşka bir zamanda, başka bir seferde, farklı bir zamanda