English Turkish
SOLITARY : English Turkish
adj. kimsesiz, ıssız, yalnız, tek, yalnız yaşayan, bir tek, münzevi
SOLITARY CONFINEMENT : English Turkish
hücre hapsi, yalnız hapsedilme
SOLITARY WAVE : English Turkish
n. tekli dalga, önünde veya arkasında başkaca bir yerel rahatsızlık bulunmayan hareket halindeki dalga
SOLITON : English Turkish
n. (Matematik, Fizik) dalganın bileşenlerine ayrılması, tekli bir dalganın enerji kaybetmeden hareket etmesi yoluyla üretilen kuantum
SOLITUDE : English Turkish
n. yalnızlık, tek başınalık, tenhalık, ıssızlık
SOLLY : English Turkish
n. bir soyadı; bir erkek ismi
SOLMIZATION : English Turkish
n. solfej, solfej yapma
SOLN : English Turkish
"solution (çözüm)", bir soru veya sorunu çözme işi veya süreci; açıklama, cevap, yanıt; çözme, bir maddeyi başka biri içinde çözme; bir maddenin başka biri içinde çözülmesiyle elde edilmiş karışım
SOLO : English Turkish
n. solo, tek kişilik oyun, yalnız uçuş
SOLO : English Turkish
adj. solo, tek başına, tek kişinin yaptığı, yalnız, tek kişilik
SOLO : English Turkish
adv. tek başına, yalnız, yalnızca, tek olarak
SOLO EXHIBITION : English Turkish
tek sergi, tek kişi sergisi, bireysel sergi
SOLO FLIGHT : English Turkish
tek uçuş, tek başına yapılan uçuş, tek pilotun yanında bir yedek pilot olmadan gerçekleştirdiği uçuş, yeni bir pilotun kendi başına gerçekleştirdiği ilk uçuş
SOLOIST : English Turkish
n. solist, solo çalan sanatkâr, soloist
SOLOMON : English Turkish
n. Hazreti Süleyman
SOLOMON IBN GABIROL : English Turkish
İspanyol asıllı Yahudi filozof ve şair (
1057)
SOLOMON ISLANDS : English Turkish
n. Süleyman adaları, Pasifik Okyanusu'nda adalar grubu
SOLOMON R GUGGENHEIM MUSEUM : English Turkish
Solomon R Guggenheim müzesi, hayırsever Solomon R. Guggenheim tarafından New York'ta kurulan modern sanatlar müzesi
SOLOMON RABINOWITZ : English Turkish
n. Sholem Aleichem (
1916), Rus asıllı İbrani mizahçı, romanlar oyunlar ve kısa hikayeler yazarı (bazıları "Damdaki Kemancı" müzikalinin temelini oluşturan)
SOLOMON'S SEAL : English Turkish
n. mührü süleyman
SOLOMON'S TEMPLE : English Turkish
Süleyman tapınağı, Kral Süleyman (Hz. Süleyman) tarafından inşa edilen Yahudi tapınağı
SOLON : English Turkish
n. hakim
SOLON : English Turkish
n. devlet adamı, lider, yasa yapan bilge kimse; bir yasa yapıcı organın üyesi kimse; akıllı kimse, zeki kimse
SOLONIAN : English Turkish
adj. Solon'a (Atinalı kanun yapıcı ve şair) ait
SOLOTHURN : English Turkish
n. İsviçre'de bir şehir; İsviçre'nin kuzeyinde bir kanton
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani