English Turkish
SOLIDAGO : English Turkish
n. altın başak, sarı çomak, sarı çiçekler veren ve birkaç yıl yaşayan bir bitki türü
SOLIDARITY : English Turkish
n. dayanışma, birlik, beraberlik
SOLIDARITY : English Turkish
n. dayanışma, beraberlik, birliktelik duygusu, birlik, topluluk (ortak çıkar hedef ve sorumluluklar vs ile oluşturulmuş)
SOLIDARY : English Turkish
adj. birlik olan, dayanışma içinde olan
SOLIDIFICATION : English Turkish
n. katılaştırma, katılaşma
SOLIDIFIED : English Turkish
adj. katılaşmış, katılaştırılmış, katı veya sert hale getirilmiş, sıvıda katıya dönüştürülmüş
SOLIDIFY : English Turkish
v. katılaştırmak, katı hale getirmek, sağlamlaştırmak, sertleştirmek, pekiştirmek, katılaşmak, sertleşmek, pekişmek, kuvvetlenmek
SOLIDITY : English Turkish
n. katılık, metanet, sertlik, sağlamlık, dayanıklılık, güvenilirlik, ekonomik saygınlık
SOLIDLY : English Turkish
adv. katı bir şekilde; sert bir şekilde, güçlü bir şekilde, kuvvetlice, istikrarlı bir şekilde
SOLIDNESS : English Turkish
n. katılık, sertlik, sert olma durumu; istikrarlılık, kuvvetlilik, güçlülük
SOLIDS : English Turkish
n. katı maddeler
SOLIDUNGULATE : English Turkish
adj. sert tırnaklı, toynaklı
SOLIDUS : English Turkish
n. eski Roma'da kullanılmış olan altın madeni para; yatık çizgi, taksim (/) işareti
SOLILOQUISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) kendi kendine konuşmak, monolog yapmak (soliloquize olarak da yazılır)
SOLILOQUIST : English Turkish
n. kendi kendine konuşan kimse, monolog yapan kimse
SOLILOQUIZE : English Turkish
v. kendi kendine konuşmak, monolog yapmak, kendi kendine tekrarlamak
SOLILOQUY : English Turkish
n. kendi kendine konuşma, monolog
SOLIPED : English Turkish
adj. sert tırnaklı, toynaklı
SOLIPED : English Turkish
n. sert tırnak, toynak
SOLIPSISM : English Turkish
n. solipsizm, tekbencilik
SOLIPSIST : English Turkish
n. solipsist, tekbenci, solipsizm (tekbencilik) teorisi yanlısı, öz benliğin sadece var olan veya bilinebilen şey olduğuna inana kimse (Felsefe)
SOLIPSISTIC : English Turkish
adj. solipsistik, solipsizm (tekbencilik) teorisi ile ilgili, öz benliğin sadece var olan veya bilinebilen şey olduğu inancıyla ilgili (Felsefe)
SOLITAIRE : English Turkish
n. tek taş, yüzükte tek taş, tek kişilik dama, tek kişilik kâğıt oyunu
SOLITARILY : English Turkish
adv. yapayalnız, yalnız olarak, yalnız, bir tek
SOLITARINESS : English Turkish
n. yalnızlık, tek başına olma durumu, izole olma durumu, inzivada olma durumu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani