English Turkish
SOLE JUDGE : English Turkish
tek yargıç, tek hâkim, kararlarını sadece kendi fikirlerin göre alan yargıç
SOLE PROPRIETOR : English Turkish
n. tek mal sahibi, tek patronluk işletme
SOLE PROPRIETORSHIP : English Turkish
tek sahiplik, tek kişinin kontrolü
SOLECISM : English Turkish
n. dilbilgisi hatası, gramer yanlışı, görgüsüzlük, aykırılık, kuraldışılık
SOLECISTIC : English Turkish
adj. dilbilgisi kurallarına uymayan, kuralsız, kural dışı, hatalı
SOLECIZE : English Turkish
v. yanlış bir şekilde konuşmak; kaba bir şekilde davranmak; bir aykırılık uygulamasında bulunmak
SOLECTRON : English Turkish
n. Kaliforniya merkezli ABD şirketi, elektronik orjinal donanım üreticilerine dünya çapında müşteri odaklı üretim hizmetleri sağlayıcısı
SOLED : English Turkish
adj. tabanı olan, tabanlı; pençesi olan, pençeli, özel bir pençeye sahip olan (lastik pençe deri pençe vs gibi)
SOLELY : English Turkish
adv. sırf, yalnızca, sadece, bir tek
SOLEMN : English Turkish
adj. ciddi, resmi, ağırbaşlı, önemli, yasal, törenle yapılan, merasimli, heybetli, muhteşem, kutsal
SOLEMN CEREMONY : English Turkish
kutsal tören, dinsel tören, bayramsal tören
SOLEMN TRUTH : English Turkish
acı gerçek, kutsal gerçek
SOLEMN WARNING : English Turkish
kutsal uyarı, büyük uyarı, önemli uyarı
SOLEMNISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) kutsallaştırmak, resmîleştirmek, ciddileştirmek; ciddi bir şekilde konuşmak, ciddiyetle konuşmak, resmî bir şekilde konuşmak; tören yerine getirmek, tören yapmak, tören düzenlemek (örneğin evlilik); ayinsel veya resmî bir şekilde uygulamak veya denetlemek (solemnize olarak da yazılır)
SOLEMNITY : English Turkish
n. ciddiyet, ağırbaşlılık, tören, dini tören, dinsel tören
SOLEMNIZATION : English Turkish
n. kutsallaştırma, resmîleştirme, ciddileştirme; ciddi bir şekilde konuşma, ciddiyetle konuşma, resmî bir şekilde konuşma; tören yerine getirme, tören yapma, tören düzenleme (örneğin evlilik); ayinsel veya resmî bir şekilde uygulama veya denetleme
SOLEMNIZE : English Turkish
v. törenle kutlamak, kıymak (nikâh), resmen gerçekleştirmek, resmileştirmek
SOLEMNIZE THE MARRIAGE : English Turkish
v. evliliği nikâhla resmîleştirmek, evlilik töreni gerçekleştirmek
SOLEMNLY : English Turkish
adv. ağırbaşlı bir şekilde, hüzünlü bir şekilde, karamsarca; törensel bir şekilde, resmî bir şekilde, ciddiyetle; içten bir şekilde, samimi bir şekilde
SOLEMNLY DECLARED : English Turkish
esmî olarak ilan edilmiş, resmen açıklanmış
SOLEMNNESS : English Turkish
n. ağırbaşlılık, hüzünlülük, karamsarlık; törensel olma durumu, resmî olma durumu, ciddiyetlik; içten olma durumu, samimi olma durumu
SOLENOID : English Turkish
n. solenoit, mıknatıslı bobin
SOLENOID BRAKE : English Turkish
n. solenoit fren, elektromanyetik fren
SOLENOIDAL : English Turkish
adj. sarmal bobin gibi hareket eden, içinden bir elektrik akımı geçtiğinde manyetik bir alan yaratan iletken ile ilgili (Elektrik)
SOLEPRINT : English Turkish
n. ayak tabanı izi, bir ayağın tabanının izi (özellikle de yeni doğan bebeklerde kimlik tanımlaması amacıyla alınan)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani