English Turkish
SPANISH LIME : English Turkish
n. İspanyol limonu, guinep, meyve veren tropikal Amerikan ağacı; guinepin tatlı sulu limoni meyvesi
SPANISH MACKEREL : English Turkish
n. kolyoz
SPANISH MAIN : English Turkish
İspanya kıyıları
SPANISH OAK : English Turkish
n. bodur meşe
SPANISH-AMERICAN WAR : English Turkish
İspanya-Amerika savaşı, Küba üzerindeki İspanyol hakimiyetini sonlandırmak için 1898 yılında ABD ve İspanya arasında yaşanan kısa savaş (Küba'nın bağımsızlığı ve Porto Riko, Guam ve Filipinler'in ilhakı ile sonuçlanan)
SPANK : English Turkish
n. şaplak, popoya vurulan tokat
SPANK : English Turkish
v. şaplak atmak, kıçına şaplak atmak
SPANK ALONG : English Turkish
hızlı gitmek, uçar gibi gitmek
SPANKER : English Turkish
n. hızlı at, randa yelkeni, iri yarı tip, insan azmanı, çok büyük şey, muazzam şey
SPANKING : English Turkish
n. şaplak, popoya tokat
SPANKING : English Turkish
adj. hızlı koşan, sert, şiddetli, muazzam, çok büyük
SPANKING : English Turkish
adv. pek, çok, oldukça
SPANLESS : English Turkish
adj. halatsız, zincirsiz
SPANNER : English Turkish
n. anahtar (somun), İngiliz anahtarı
SPANWORM : English Turkish
n. tırtıl, küçük bir tırtıl türü
SPAR : English Turkish
n. direk, seren, kanat ana kirişi, boks maçı, horoz dövüşü, tartışma, ağız kavgası, billur
SPAR : English Turkish
v. boks yapmak, boks maçı yapmak, kavga etmek, tartışmak, ağız kavgası etmek, münakaşa etmek
SPAR DECK : English Turkish
n. üst güverte, bir geminin üst güvertesi, kuntra güverte
SPARABLE : English Turkish
n. monte çivisi, ayakkabı tamircilerinin kullandığı başsız küçük çivi
SPARAXIS : English Turkish
n. Güney Afrika'ya özgü ve belirli dönemlerde dökülen uzun ömürlü otlar
SPARE : English Turkish
n. yedek parça, ihtiyat
SPARE : English Turkish
v. kıymamak, canını bağışlamak, korumak, öldürmemek, esirgemek, harcamamak, ayırmak, kaçınmak, idareli kullanmak, tutumlu olmak, bağışlanmak
SPARE : English Turkish
adj. yedek, fazla, boş, az, yetersiz, az kullanan, zayıf, sıska, cimri, eli sıkı, hasis
SPARE HOURS : English Turkish
n. boş zaman
SPARE MONEY : English Turkish
n. ihtiyat parası, kara gün parası
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani