English Turkish
SPACE SUIT : English Turkish
n. uzay elbisesi, uzay takımı, uzay giyeceği, uzay boşluğunda veya çok yüksekte giyilmek üzere tasarlanmış basınçlı giyecek; G elbisesi, G giysisi, hızlanmanın psikolojik etkilerine karşı koyması amacıyla tasarlanmış ve pilotlar ve astronotlar tarafından giyilen giyecek
SPACE TIME : English Turkish
n. yer ve zaman kavramları ile ilgili
SPACE TIME CONTINUUM : English Turkish
uzay-zaman sürekliliği, uzay-zaman süremi, dört boyutu olan ve İzafiyet Teorisi'nde kullanılan koordinat sistemi
SPACE TRAVEL : English Turkish
n. uzay yolculuğu
SPACE VEHICLE : English Turkish
n. uzay aracı
SPACE WORDS : English Turkish
kelimeleri dağıtmak, kelimeler arasına boşluk koymak
SPACE WRITER : English Turkish
n. gazetede yazısının uzunluğuna göre para alan yazar
SPACE-POSSESSION DICTATORIAL : English Turkish
takıntılı ve zorlayıcı bir şekilde kendi varlıklarıyla ilgili olarak endişeli
SPACEBORNE : English Turkish
adj. uzay, uzayda bulunan, uydu bağlantılı, uydu ile yapılan
SPACECRAFT : English Turkish
n. uzay gemisi, uzay aracı
SPACED OUT : English Turkish
adj. aralıklı
SPACELAB : English Turkish
n. uzay laboratuarı
SPACELESS : English Turkish
adj. sınırsız, limitsiz, sınırları olmayan; boşluksuz, mesafesiz
SPACEMAN : English Turkish
n. uzay adamı, astronot, uzaylı
SPACEPORT : English Turkish
n. uzay portu, uzay araçlarının fırlatılma ve bakım platformu
SPACER : English Turkish
n. ara halkası, ara levhası, aralık tuşu, espas tuşu
SPACESHIP : English Turkish
n. uzay gemisi, uzay aracı
SPACESUIT : English Turkish
n. uzay elbisesi, uzay giysisi
SPACEWALK : English Turkish
n. uzay yürüyüşü, uzayda yürüyüş
SPACEWOMAN : English Turkish
n. astronot, kadın astronot, uzaylı kadın
SPACEY : English Turkish
n. bir soyadı; Kevin Spacey (1959 doğumlu), Amerikalı sinema oyuncusu
SPACEY : English Turkish
adj. (spacy olarak da yazılır) kafası karışık, kafası karışmış, aklı karışmış, zihni karışık; şaşkına dönmüş, afallamış, sersemlemiş (uyuşturucu kullanımından)
SPACIAL : English Turkish
adj. uzaysal, uzay ile ilgili, uzaya ait, uzayda meydana gelen, yüzeye ait (spatial olarak da yazılır)
SPACING : English Turkish
n. aralık, ara
SPACIOUS : English Turkish
adj. geniş, ferah, havadar, bol bol
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani