English Turkish
SOW THE GOOD SEED : English Turkish
iyi tohum ekmek, en iyi kalite tohum ekmek
SOW THE WIND AND TO REAP THE WHIRLWIND : English Turkish
v. rüzgâr ekip fırtına biçmek, küçük bir şeyle başlayıp büyük bir sonuca ulaşmak
SOW THISTLE : English Turkish
n. demir dikeni, boğa dikeni, sarı çiçekleri ve süt gibi bir suyu olan ve Avrupa ve Asya'ya özgü dikenli bir bitki
SOW WIND AND REAP WHIRLWIND : English Turkish
üzgâr ekip fırtına biçmek, küçük bir şeyle başlayıp büyük bir sonuca ulaşmak
SOWAR : English Turkish
n. Hindistan'da atlı asker
SOWBELLY : English Turkish
n. bir domuzun göbeğinden alından tuzlu et
SOWBREAD : English Turkish
n. tavşankulağı, güney Avrupa'ya özgü olan ve beyaz veya pembe çiçekli tavşankulağı
SOWER : English Turkish
n. tohumlayan, tohum eken, tohum saçan; yayan, saçan, dağıtan
SOWING : English Turkish
n. ekim, ekme
SOWN : English Turkish
adj. ekili
SOWN CROPS : English Turkish
ekin ekti, tohum ekti
SOWN LAND : English Turkish
ekili alan, ekilmiş toprak, ekilmiş alan
SOY : English Turkish
n. soya salçası, soya, soya fasulyesi
SOY BEAN : English Turkish
n. soya, soya fasulyesi, baklagillerden güneydoğu Asya'ya özgü yıllık bir bitki (toprağı iyileştirmek canlı hayvanlara otlaklık olması ve besleyici kökleri için yetiştirilir); soya fasulyesinin yenilebilen besleyici tohumu
SOY FLOUR : English Turkish
soya unu, soya fasulyesi soyulduktan ve yağı çıkarıldıktan sonra elde edilen un
SOY OIL : English Turkish
soya yağı, soya fasulyesi yağı, soya fasulyesinden elde edilen ve yiyeceklere zengin bir içerik sağlayan yağ
SOY SAUCE : English Turkish
soya sosu
SOYA : English Turkish
n. soya, soya fasulyesi
SOYA BEAN : English Turkish
n. soya, soya fasulyesi
SOYBEAN : English Turkish
n. soya fasulyesi, soya
SOYBEAN OIL : English Turkish
n. soya fasulyesi yağı, soya yağı, soya fasulyesinden elde edilen açık sarı yağ (cila ve boyalar ile matbaa mürekkebi ve sabunda kullanılır); yenilebilir yemeklik soya yağ
SOZZLE : English Turkish
v. pervasızca ıslatmak veya su sıçratmak; dikkatsizce sıçratmak; karmaşık bir şekilde yığmak
SOZZLED : English Turkish
adj. sarhoş, körkütük sarhoş
SPA : English Turkish
n. spa, kaplıca, ılıca, içmeler, kaplıca şehri
SPA PEDICURE : English Turkish
n. spa pedikürü
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani