Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SOVEREIGN STATE : English Turkish

egemen devlet, otonom devlet, özgür devlet, özgür bir şekilde yönetilen devlet

SOVEREIGNITY : English Turkish

n. hükümdarlık

SOVEREIGNLY : English Turkish

adv. egemen bir şekilde, hakim bir şekilde, yöneten bir şekilde

SOVEREIGNTY : English Turkish

n. egemenlik, hakimiyet, saltanat, bağımsızlık, yücelik, büyüklük

SOVIET : English Turkish

n. meclis, pek çok kimse tarafından seçilen yasa yapıcı meclis (eski Sovyetler Birliği'nde)

SOVIET : English Turkish

adj. Sovyet, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile ilgili; eski Sovyetler Birliği'nde meclis (pek çok kimse tarafından seçilen yasa yapıcı meclis) ile ilgili

SOVIET COMBAT DOCTRINE : English Turkish

Sovyet savaş doktrini, Sovyet ordusu tarafından geliştirilen ve Arap ordularınca kullanılan savaş teknik ve taktiği

SOVIET COSMONAUT : English Turkish

Sovyet kozmonotu, Sovyetler Birliği astronotu, Sovyet uzay yolcusu

SOVIET RUSSIA : English Turkish

Sovyet Rusya, Sovyetler Birliği, eski SSCB

SOVIET UNION : English Turkish

Sovyetler Birliği, Sovyet Rusya, eski SSCB

SOVIETISE : English Turkish

v. Sovyetler Birliği'nin kontrolü altında bulunma; Sovyetler Birliği benzeri bir yönetim sistemi kurma veya onun yönetim modelini alma (ayrıca sovietize)

SOVIETISM : English Turkish

n. Sovyetizm, Marx ve Lenin'nin teorilerine dayanan komünist yönetim biçimi, Bolşevizm, Bolşeviklik, Marksizm-Leninizm

SOVIETIZE : English Turkish

v. Sovyetleştirmek, Sovyetler Birliği'nin kontrolü altına sokmak; Sovyetler Birliği'ninkine benzer bir yönetim sistemi tasarlamak veya kurmak (Sovietise olarak da yazılır)

SOVIETOLOGIST : English Turkish

n. Sovyetolojist, Sovyetoloji uzmanı, Sovyetler Birliği ve devletleri araştırmaları uzmanı, eski Sovyetler Birliği konusunda uzman olan kimse; Kremlinolojist, Kremnilonoji (eski Sovyetler Birliği yönetim politikaları ve yöntemleri bilimi) uzmanı kimse

SOVIETOLOGY : English Turkish

n. Sovyetoloji, Sovyetler Birliği ve devletleri araştırmaları

SOVKHOZ : English Turkish

n. eski SSCB'de devlet tarafından yürütülmüş olan ve çiftçilerin ücretlerinin ödendiği ve de kendilerine özel çiftçilik için küçük bir parsel toprak parçası verildiği tarım sistemi

SOVRAN : English Turkish

n. egemen güç, hükümdar, yöneten

SOW : English Turkish

n. dişi domuz, erimiş maden oluğu

SOW : English Turkish

v. ekmek, saçmak, dikmek, tohum ekmek

SOW BEANS IN THE WIND : English Turkish

üzgârda fasulye ekmek, havanda su dövmek, boşu boşuna çaba harcamak, sonuçsuzca çaba harcamak

SOW DRAGON'S TEETH : English Turkish

anlaşmazlık tohumu ekmek

SOW FIELDS : English Turkish

tarlaya tohum ekmek, tarlayı tohumlamak

SOW IN PIG : English Turkish

n. gebe domuz

SOW ON THE SAND : English Turkish

kumda tohum ekmek, havanda su dövmek, boşu boşuna çaba harcamak, sonuçsuzca çaba harcamak

SOW ONE'S WILD OATS : English Turkish

gençlikte çılgınlıklar yapmak