Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SPARE NO EFFORTS : English Turkish

çok çalışmak, çok gayret göstermek, çok çaba sarf etmek, elinden geleni ardına koymamak, tüm enerjisini kullanmak

SPARE NO EXPENSE : English Turkish

v. masraftan kaçınmamak, paradan kısmamak

SPARE NO EXPENSES : English Turkish

adv. masraftan kaçmadan

SPARE NO PAINS : English Turkish

v. zahmet etmemek

SPARE PART : English Turkish

yedek parça

SPARE PART SURGERY : English Turkish

n. organ nakli cerrahisi

SPARE PARTS : English Turkish

yedek parçala, yedek olarak kullanılan ekstra parçalar

SPARE RIB : English Turkish

n. kaburga, kaburga da dâhil et parçası (özellikle de domuzda)

SPARE ROOM : English Turkish

oş oda

SPARE SMB.'S LIFE : English Turkish

v. canını bağışlamak, hayatını bağışlamak

SPARE THE LIFE OF : English Turkish

v. canını bağışlamak

SPARE THE ROD AND SPOIL THE CHILD : English Turkish

iyi eğitimin yolu cezalandırma ve disiplinden geçer, kızını dövmeyen dizini döver

SPARE THE ROD SPOIL THE CHILD : English Turkish

kızını dövmeyen dizini döver

SPARE TIME : English Turkish

oş zaman, boş vakit

SPARE TIRE : English Turkish

yedek lastik [aut.], göbek, beli saran yağ

SPARE TYRE : English Turkish

n. yedek lastik [aut.], göbek, beli saran yağ

SPARE WHEEL : English Turkish

yedek lastik [aut.]

SPARED NO EFFORT : English Turkish

çok çalıştı, çok gayret gösterdi, çok çaba sarf etti, elinden geleni ardına koymadı, tüm enerjisini kullandı

SPARELY : English Turkish

adv. tutumlu bir şekilde, basit bir şekilde, arttırarak; seyrek olarak, ince bir şekilde

SPARENESS : English Turkish

n. azlık, yetersizlik, zayıflık, sıskalık

SPARERIB : English Turkish

n. kaburga, az etli domuz kaburgası

SPARERIBS : English Turkish

n. kaburga, kaburga da dâhil et parçası (özellikle de domuzda); baharatlı bir sosla pişirilmiş ve ızgaralanmış domuz kaburgaları yemeği

SPARGE : English Turkish

n. dağıtma, serpme, serpiştirme; bir sıvıyı bir hortumdan verilen sıkıştırılmış hava veya gaz ile fışkırtma

SPARGE : English Turkish

v. dağıtmak, serpmek, serpiştirmek; bir sıvıyı bir hortumdan verilen sıkıştırılmış hava veya gaz ile fışkırtmak

SPARGER : English Turkish

n. dağıtan, serpen, serpiştiren; bir sıvıyı bir hortumdan verilen sıkıştırılmış hava veya gaz ile fışkırtan alet