English Turkish
SPAYED CAT : English Turkish
kısırlaştırılmış kedi, yumurtalıkları ortadan kaldırılarak çoğalması olanaksız hale getirilmiş kedi, çoğalamaz hale getirilmiş kedi
SPAYING : English Turkish
n. kısırlaştırma, dişi bir hayvanın yumurtalıklarını ortadan kaldırarak üremesini önleme (Veterinerlik)
SPCA : English Turkish
n. hayvanların korunmasını ve uygun şekilde tedavi edilmesini savunan örgüt
SPCC : English Turkish
n. çocuk istismarını önlemek için kurulan organizasyon
SPEAK : English Turkish
v. konuşmak, ses çıkarmak, söz söylemek, konuşma yapmak, söylemek, haberleşmek, göstermek (özellik)
SPEAK ASIDE : English Turkish
kendi kendine konuşmak
SPEAK BLUNTLY : English Turkish
v. açık açık konuşmak, dobra dobra söylemek
SPEAK BY THE BOOK : English Turkish
katı bir şekilde konuşmak, bir yetkiye dayanarak konuşmak, dediğinde katı olmak, söylediklerine dikkat etmek; kitabına göre konuşmak, kitaptan konuşmak
SPEAK BY THE CARD : English Turkish
güzelce anlatmak, güzel bir şekilde açıklamak, iyi bir şekilde anlatmak
SPEAK EVIL OF : English Turkish
iftira etmek
SPEAK FAIR : English Turkish
ince bir şekilde, konuşma, kibarca konuşmak, nezaketle konuşmak
SPEAK FLUENT ENGLISH : English Turkish
akıcı ingilizce konuşmak, İngilizcesi iyi olmak
SPEAK FOR : English Turkish
temsil etmek, adına konuşmak, lehinde konuşmak
SPEAK FOR ONESELF : English Turkish
kendi adına konuşmak, kendini savunmak
SPEAK HIGHLY OF : English Turkish
-yı övmek,
hakkında iyi şeyler söylemek,
yı yere göğe sığdıramamak
SPEAK HIS MIND : English Turkish
düşündüğünü söylemek, düşündüğünü konuşmak, ne düşünüyorsa onu söylemek; açık bir şekilde konuşmak, samimi bir şekilde konuşmak
SPEAK ILL OF : English Turkish
kötülemek, hakkında kötü konuşmak
SPEAK ILL OF SMB : English Turkish
v. hakkında kötü konuşmak
SPEAK IN LUTESTRING : English Turkish
süslü bir şekilde konuşmak, cafcaflı bir şekilde konuşmak, süslü bir dil kullanmak
SPEAK IN ONE'S CAST : English Turkish
irinin sözünü kesmek, bir kimse konuşurken araya girmek
SPEAK IN ONE'S PRIVATE CAPACITY : English Turkish
kişisel bir şekilde konuşmak, şahsi fikrini ifade ederek konuşmak
SPEAK IN PRAISE OF SMB : English Turkish
v. övgüyle bahsetmek, methetmek, övmek
SPEAK LIKE A BOOK : English Turkish
kitap gibi konuşmak, gerçekleri söylemek
SPEAK LOW : English Turkish
alçak bir sesle konuşmak, yumuşak bir sesle konuşmak, fısıldamak
SPEAK OF : English Turkish
ahsetmek, hakkında konuşmak, söz etmek, söylemek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani