Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
STEELYARD : English Turkish

n. kantar, kollu kantar

STEEP : English Turkish

n. dik yokuş, uçurum, sarp kayalık, ıslatma, ıslanma, ıslatma sıvısı

STEEP : English Turkish

v. demlemek, ıslatmak, suda bekletmek, suya koymak, doyurmak, içirmek

STEEP : English Turkish

adj. sarp, dik, yalçın, inanılmaz, aşırı, abartılı, fahiş

STEEP ONESELF IN : English Turkish

v. kendini vermek, her şeyini öğrenmek, alimi olmak

STEEP THE TEA : English Turkish

v. çay demlemek

STEEPED IN : English Turkish

adj. doymuş, dolu, batmış

STEEPEN : English Turkish

v. dikleşmek, yükselmek, fırlamak, dikleştirmek, aşırı yükseltmek

STEEPLE : English Turkish

n. çan kulesi, kule, minare külahı

STEEPLECHASE : English Turkish

n. engelli yarış, engelli at yarışı, engelli koşu

STEEPLEJACK : English Turkish

n. baca tamircisi, kule tamircisi

STEEPNESS : English Turkish

n. sarplık, diklik, yükseklik

STEER : English Turkish

n. öküz, dana, iğdiş edilmiş boğa

STEER : English Turkish

v. sürmek, dümenle idare etmek, yönetmek, idare etmek, yönlendirmek, dümen kullanmak, yönetilmek

STEER CLEAR OF : English Turkish

kaçınmak, sakınmak

STEER FOR : English Turkish

v. gitmek, yönelmek

STEERABLE : English Turkish

adj. yönetilebilir, idare edilir

STEERAGE : English Turkish

n. dümenle idare, dümen kullanma, idare, ara güverte

STEERING : English Turkish

n. dümen kullanma, idare, sevk ve idare etme, yönetim

STEERING COLOUMN : English Turkish

n. direksiyon mili

STEERING COMMITTEE : English Turkish

yönetim kurulu

STEERING GEAR : English Turkish

direksiyon kutusu, direksiyon dişlileri, dümen dolabı

STEERING LOCK : English Turkish

n. direksiyon kilidi

STEERING WHEEL : English Turkish

istikamet tekerleği, direksiyon, dümen dolabı, dümen

STEERSMAN : English Turkish

n. serdümen, dümenci