Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
STAY : English Turkish

v. kalmak, durmak, ikamet etmek, beklemek, oyalanmak, dayanmak, durdurmak, alıkoymak, bırakmamak, önlemek, ertelemek, sabitlemek, germek

STAY AT HOME : English Turkish

evde oturmak

STAY AWAKE TILL MORNING : English Turkish

v. sabahlamak

STAY AWAY : English Turkish

aşka yerde kalmak

STAY AWAY FROM : English Turkish

uzak durmak

STAY DOWN STRIKE : English Turkish

n. oturma eylemi, oturma grevi

STAY IN LANE : English Turkish

şerit değiştirmeyin

STAY IN STRIKE : English Turkish

işyerinden çıkmama eylemi, işyerinde oturma eylemi

STAY INDOORS : English Turkish

evde durmak

STAY PUT : English Turkish

kımıldamamak, sabit durmak

STAY UP : English Turkish

desteklenmek

STAY WITH : English Turkish

v. arayı açmamak, ile kalmak, birlikte oturmak

STAYER : English Turkish

n. azimli kimse, sonuna kadar devam eden kimse, vazgeçmeyen kimse

STAYING : English Turkish

n. kalma, oturma

STAYING AWAY : English Turkish

n. uzak durma

STAYING POWER : English Turkish

dayanma gücü, dayanıklılık

STAYS : English Turkish

n. korse

STD : English Turkish

(Tıp) en çok cinsel temas yolu ile bulaşan hastalık (örneğin bel soğukluğu, frengi, AIDS, ve genital herpes)

STEAD : English Turkish

n. yer, başkasının yeri, yarar, fayda

STEADFAST : English Turkish

adj. sabit, kararlı, ısrarlı, değişmez, sarsılmaz, sebatlı

STEADFASTNESS : English Turkish

n. sebat, azim, metanet, sabır

STEADICAM : English Turkish

n. operatör'ün hareketlerinin düzensizliğini ve titremeyi azaltan veya ortadan kaldıran tescilli kamera kontrol aparatı markası

STEADINESS : English Turkish

n. sebat, metanet, sabır, kararlılık, devam, istikrar, sabitlik

STEADY : English Turkish

n. sabit durum, istikrar, kalıcı arkadaş, kız arkadaş, sevgili, uzatmalı sevgili

STEADY : English Turkish

v. sallanmasını kesmek, titremesini durdurmak, sakinleştirmek, sabit kalmak, hareket etmemek, kıpırdamamak, titrememek, istikrarlı gitmek