Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
STATUARY : English Turkish

n. heykeltraşlık, heykeller, heykeltraş

STATUARY : English Turkish

adj. heykel, heykeltraşlıkla ilgili, heykelcilikte kullanılan

STATUE : English Turkish

n. heykel, statü, yontu

STATUE OF LIBERTY : English Turkish

özgürlük anıtı, New York kıyılarının bitiminde bulunan heykel, Amerika'nın sembolü (Özgürlük Anıtı)

STATUESQUE : English Turkish

adj. heykel gibi

STATUETTE : English Turkish

n. heykelcik, küçük heykel

STATURE : English Turkish

n. boy, endam, önem, kişilik

STATUS : English Turkish

n. statü, konum, mevki, durum, hal, sosyal durum

STATUS QUO : English Turkish

statüko, şimdiki durum

STATUS QUO ANTE : English Turkish

önceki durum

STATUTE : English Turkish

n. kanun, statü, yasa, tüzük, hüküm, kural, nizam

STATUTE BARRED : English Turkish

adj. zaman aşımına uğramış, hükümsüz

STATUTE BOOK : English Turkish

nizamname, kanun kitabı

STATUTE LAW : English Turkish

yazılı hukuk

STATUTE MILE : English Turkish

nizami mil

STATUTORY : English Turkish

adj. kanuni, yasal, meşru, resmi

STAUNCH : English Turkish

v. kesmek (kan vb.), durdurmak

STAUNCH : English Turkish

adj. güvenilir, emin, sağlam, sadık, hava ve su geçirmez

STAVE : English Turkish

n. fıçı tahtası, çıta, çubuk, kıta, nota çizgisi, porte, portatif merdiven basamağı

STAVE : English Turkish

v. fıçıyı tahtalarla donatmak

STAVE IN : English Turkish

kırmak, vurarak kırmak, ezmek, delmek

STAVE OFF : English Turkish

defetmek, savmak, sepetlemek, geciktirmek, bir süre için kurtulmak

STAVE RHYME : English Turkish

n. aliterasyon

STAVES : English Turkish

n. nota çizgileri, porteler

STAY : English Turkish

n. ikamet, kalma, oturma, durma, ziyaret, engel, alıkoyma, erteleme, dayanma, destek, gergi, istralya, destekçi