English Turkish
TECUMSEH : English Turkish
n. Chief Tecumseh (
1813), 1812 Savaşı'nda İngilizler için savaşan Shawnee Kızılderili Şefi, beyaz yerleşimciler tarafından yapılan bölgesel genişlemeye karşı savaşan kabileler arası konfederasyon lideri
TED : English Turkish
n. bir erkek ismi (Edward veya Theodore'un bir şekli)
TED : English Turkish
v. otları çevirerek kurutmak
TED DANSON : English Turkish
(1949 doğumlu) televizyon dizisi "Tebrikler" de başrol oynayan Amerikalı televizyon ve film aktörü
TED HUGHES : English Turkish
(
1998) tam ismi Edward James Hughes, 20'nci yüzyılın en önemli İngiliz şairlerinden biri (şair Sylvia Plath ile yaptığı trajik evlilikten dolayı ünlü olan)
TED KACZYNSKI : English Turkish
n. "Unabomber" (1942'de Theodore John Kaczynski ismiyle doğan), Nisan 1996'da FBI tarafından yakalanmadan önce ABD'de üniversitelere ve havayollarına çeşitli bombalı mektuplar gönderen (1970'lerin sonunda başlayıp 1990'ların başına kadar devam eden) teknoloji karşıtı adam (Mayıs 1998'de ömür boyu hapse mahkum edildi)
TED KENNEDY : English Turkish
Edward "Ted" Kennedy (1932 doğumlu), Amerikalı politikacı, ABD Senatosu'nun Demokrat Partili üyesi, Başkan John F. Kennedy'nin en genç kardeşi
TED TURNER : English Turkish
ABD'li işadamı ve girişimci, CNN haber kanalının kurucusu
TEDDER : English Turkish
n. otları çevirip kurutan makine
TEDDY : English Turkish
n. bir erkek ismi (Edward veya Theodore'un bir şekli)
TEDDY BEAR : English Turkish
oyuncak ayı
TEDDY KOLLEK : English Turkish
n. Theodor Kollek (
2007), 1965'ten 1993'e kadar Kudüs'ün Belediye Başkanlığı'nı yapan İsrailli eski politikacı
TEDIOUS : English Turkish
adj. sıkıcı, can sıkıcı, bıktırıcı
TEDIUM : English Turkish
n. can sıkıntısı, sıkıntı, bıkkınlık, bezginlik
TEE : English Turkish
adj. t şeklinde
TEE : English Turkish
n. t biçimindeki şey, golf topunun koyulduğu yer
TEE ACROSS : English Turkish
v. devreyi açmak, elektriğe bağlamak
TEE OFF : English Turkish
atış yapmak (golf), oyuna başlamak (golf)
TEE SHIRT : English Turkish
tişört
TEEM : English Turkish
v. dolu olmak, bol olmak, kaynamak, meyve vermek, yavrulamak, hamile olmak, dökmek, boşaltmak, dökülmek, boşalmak, bardaktan boşanırcasına yağmak
TEEN : English Turkish
adj. genç, gençlerle ilgili
TEEN : English Turkish
n. genç, delikanlı
TEENAGE MUTANT NINJA TURTLES : English Turkish
n. genç mutasyon geçirmiş ninja kaplumbağalar, Ninja Kaplumbağalar, çocuklar için 4 insan şeklindeki kaplumbağadan oluşan hayali bir takım hakkında animasyon televizyon dizisi
TEENAGER : English Turkish
n. genç, delikanlı
TEENS : English Turkish
n. yeniyetmelik, gençler
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani