Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TELL BRIEFLY : English Turkish

v. kısa kesmek

TELL FORTUNES : English Turkish

fala bakmak

TELL LIES : English Turkish

atmak, yalanlar söylemek

TELL OFF : English Turkish

görev vermek, iş vermek, azarlamak, sayıp ayırmak

TELL ON SMB : English Turkish

v. ihbar etmek, ispiyonlamak

TELL ONE'S BEADS : English Turkish

tespih çekmek

TELL SMB. ONE'S MIND : English Turkish

ağzına geleni söylemek, azarlamak

TELL TALES : English Turkish

dedikodu yapmak

TELL THE DIFFERENCE : English Turkish

v. ayırt etmek, farkını söylemek, fark görmek

TELL THE TIME : English Turkish

saati söylemek, zamanı bildirmek

TELL THE TRUTH : English Turkish

doğru söylemek, doğruyu söylemek

TELL THE WORLD : English Turkish

herkese duyurmak, ilan etmek

TELL US ANOTHER : English Turkish

interj. atma, palavrayı bırak

TELLER : English Turkish

n. veznedar, banka memuru, anlatan, söyleyen

TELLER'S DEPARTMENT : English Turkish

n. vezne

TELLING : English Turkish

adj. etkili, tesirli, belli eden

TELLING : English Turkish

n. söyleme

TELLING OFF : English Turkish

azar

TELLOTYPE : English Turkish

n. elektrikli telgraf makinesi, telgraf

TELLTALE : English Turkish

adj. sahte, yalan

TELLTALE : English Turkish

n. dedikoducu, sırrı açığa vuran kimse, ispiyoncu, sayaç, işe giriş saatini yazan makine

TELLTALE CLOCK : English Turkish

n. kontrol saati, bekçi saati

TELLURAL : English Turkish

adj. yersel, yerküresel

TELLURATE : English Turkish

n. tellürat

TELLURIAN : English Turkish

n. yersel, yerkürede yaşayan kimse