Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TEMPERATE : English Turkish

adj. ılımlı, ölçülü, ılıman, ihtiyatlı, alkol almayan

TEMPERATE ZONE : English Turkish

sıcaklık bölgesi, Oğlak Dönencesi ve kutup dairesi arasında veya Yengeç Dönencesi ve kutup dairesi arasında kalan alan

TEMPERATENESS : English Turkish

n. ılımlılık, ölçülülük, aşırıya kaçmama, perhizde olma, içki içmeme, ılımanlık

TEMPERATURE : English Turkish

n. sıcaklık, ateş, hararet

TEMPEST : English Turkish

n. fırtına, bora, şiddet, kargaşa

TEMPESTUOUS : English Turkish

adj. fırtınalı, çalkantılı, şiddetli

TEMPLAR : English Turkish

n. temple'da oturan avukat (londra), templar

TEMPLATE : English Turkish

n. kalıp, şablon

TEMPLE : English Turkish

n. tapınak, ibadethane, kumaşı tezgâhta gergin tutan ağaç, mabet, sinagog, şakak

TEMPLE MOUNT : English Turkish

Tapınak Dağı, Kudüs'te Yahudiler'in Kutsal Tapınağı'nın inşa edildiği tepe

TEMPLE MOUNT COMPOUND : English Turkish

Tapınak Dağı bileşkesi, Kudüs'teki Tapınak Dağı'nda bulunan binalar grubu

TEMPLE UNIVERSITY : English Turkish

Tapınak Üniversitesi, Philadelphia'da (Pensilvanya, ABD) bulunan büyük devlet üniversitesi

TEMPLE-TUTTLE : English Turkish

33 yılda bir güneşin yörüngesinde dönen ve geçerken dünya üzerinde bir meteor yağmuruna yol açan kuyruklu yıldızın adı

TEMPLET : English Turkish

n. kalıp, şablon

TEMPO : English Turkish

n. tempo

TEMPORAL : English Turkish

n. şakak kemiği

TEMPORAL : English Turkish

adj. şakak, zamana ait, geçici, dünyevi, maddi, zaman belirten, şakak kemiği ile ilgili

TEMPORAL ADVERB : English Turkish

n. zaman zarfı

TEMPORAL CLAUSE : English Turkish

n. zaman belirten cümlecik

TEMPORARILY : English Turkish

adv. şimdilik, geçici olarak

TEMPORARINESS : English Turkish

n. geçicilik

TEMPORARY : English Turkish

adj. geçici, eğreti

TEMPORARY ARRANGEMENT : English Turkish

geçici düzenleme

TEMPORIZE : English Turkish

v. ayak uydurmak, zamana uymak, uygun zamanı kollamak, oyalamak

TEMPORIZER : English Turkish

n. zamana uyan kimse, uygun zamanı kollayan kimse, fırsatçı