Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TENANTLESS : English Turkish

adj. kiracısız, boş, oturulmayan

TENANTRY : English Turkish

n. kiracılık, kiracılar

TENCH : English Turkish

n. kilizbalığı

TEND : English Turkish

v. yönelmek, eğilimi olmak, yatkın olmak, çalmak (yeşile vb.), yüz tutmak, bakmak, hizmet etmek, gözetmek

TENDENCY : English Turkish

n. eğilin, meyil, yüz tutma, çalma (yeşile vb.), eğilim

TENDENTIOUS : English Turkish

adj. taraflı, amacı olan

TENDENTIOUSNESS : English Turkish

n. taraflılık, taraf tutma

TENDER : English Turkish

n. teklif, öneri, teklif mektubu, keşif bedeli, tediye mektubu, bakıcı, bakan kimse, tender, yolcuları gemiden kıyıya taşıyan kayık

TENDER : English Turkish

v. etmek, vermek, teklif etmek, teklif vermek, arzetmek, sunmak

TENDER : English Turkish

adj. hassas, duyarlı, alıngan, müşfik, sevecen, şefkâtli, mülayim, nazik, yumuşak, gevrek, taze

TENDER AN OATH TO SMB : English Turkish

v. yemin ettirmek

TENDER OF RESIGNATION : English Turkish

n. istifa

TENDER ONE'S RESIGNATION : English Turkish

istifa etmek, istifasını vermek

TENDER SPOT : English Turkish

can alıcı nokta, hassas nokta, bamteli

TENDERFOOT : English Turkish

n. acemi, toy, muhallebi çocuğu

TENDERHEARTED : English Turkish

adj. merhametli, yufka yürekli, şefkâtli

TENDERLOIN : English Turkish

n. sığır filetosu, domuz filetosu, bonfile

TENDERNESS : English Turkish

n. hassaslık, şefkât, sevecenlik, narinlik

TENDINOUS : English Turkish

adj. kiriş, kiriş gibi

TENDON : English Turkish

n. kiriş, tendon

TENDOVAGINITIS : English Turkish

n. kiriş iltihabı

TENDRIL : English Turkish

n. bıyık [bot.], sarılmaya yarayan filiz, filiz

TENEBROUS : English Turkish

adj. karanlık, kasvetli, koyu

TENEDOS : English Turkish

n. bozcaada

TENEMENT : English Turkish

n. kiralık ev, kiralık yer, mülk