Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TERRIFICALLY : English Turkish

adv. korkunç bir şekilde, berbat bir şekilde, son derece, müthiş bir şekilde, dehşetengiz bir şekilde; çok, çokça, son derece, aşırı bir şekilde (Gayrı resmi)

TERRIFIED : English Turkish

adj. dehşete kapılmış, dehşete düşmüş, çok korkmuş, korkmuş

TERRIFIER : English Turkish

n. korkutucu, korkutan kimse veya şey

TERRIFY : English Turkish

v. dehşete düşürmek, çok korkutmak, ödünü patlatmak

TERRIFYING : English Turkish

adj. korkunç, dehşetli, çok korkutucu

TERRIFYINGLY : English Turkish

adv. ürkütücü bir şekilde, korkunç bir şekilde, şok edici bir şekilde, berbat bir şekilde

TERRIGENOUS : English Turkish

adj. topraktan meydana gelen

TERRINE : English Turkish

n. toprak çanak, yemek yapmakta kullanılan kilden yapılmış kap; toprak çanakta hazırlanmış yemek

TERRITORIAL : English Turkish

n. gönüllü asker

TERRITORIAL : English Turkish

adj. kara, bölgesel, yerel, ülkesel, karada olan

TERRITORIAL ARMY : English Turkish

gönüllü asker örgütü

TERRITORIAL BRIGADE : English Turkish

ölgesel tugay, bölge tugayı, belirli bir bölgenin güvenliğinden sorumlu askeri birlik, kalıcı bir şekilde bir yere yerleştirilmiş fakat şahıs bazında askerlerin periyodik olarak değiştirildiği birlik

TERRITORIAL COMMAND : English Turkish

ölgesel komutanlık, bölgesel komuta, spesifik bir bölgenin komutası/komutanlığı

TERRITORIAL COMPROMISE : English Turkish

ölgesel taviz, bölgesel ödün, karasal ödün, barışa karşılık 1967 yılında İsrail tarafından işgal edilen topraklardan vazgeçmek için prensipteki gönüllülük

TERRITORIAL CONCESSION : English Turkish

ölgesel taviz, bölgesel ödün, topraktan vazgeçme, karasal bölgeyi bırakma

TERRITORIAL CONCESSIONS : English Turkish

ölgesel tavizler, bölgesel ödünler, bir ülkenin bir diğer ülkeye toprak tavizinde bulunması (barışı elde etme adına)

TERRITORIAL CONTINUITY : English Turkish

ölgesel devamlılık, bir ülkenin o ülkenin sınırlarını terketmeden erişilebilen bölgesi

TERRITORIAL DEFENCE ORGANIZATION : English Turkish

karasal savunma organizasyonu, bölgesel savunma organizasyonu, sınır kasabalarını korumak için çalışan askeri birim

TERRITORIAL INTEGRITY : English Turkish

toprak bütünlüğü

TERRITORIAL RIGHTS : English Turkish

ölgesel haklar, toprağa sahip olma veya toprak mülkiyetinden ileri gelen ayrıcalıklar

TERRITORIAL WATERS : English Turkish

karasuları

TERRITORIAL WITHDRAWAL : English Turkish

ölgesel geri çekilme, pulling out of territories, withdrawal of military and/or government forces from a territory

TERRITORIALISE : English Turkish

v. bölgelere ayırmak, bölgelere ayrılmak, bölgelere bölmek (ayrıca territorialize)

TERRITORIALIZATION : English Turkish

n. bölgeler ayrılma, bölgeselleştirme, bölgelere ayrılmış toprak parçası

TERRITORIALIZE : English Turkish

v. bölgelere ayırmak, bölgelere ayrılmak, bölgelere bölmek (ayrıca territorialise)