English Turkish
TERNE : English Turkish
n. çinkolu kurşun alaşımı
TEROTECHNOLOGY : English Turkish
n. montaj ve bakım teknolojisi
TERP : English Turkish
v. dans etmek, müzikle beraber ritmik olarak hareket etmek (Argo)
TERPENE : English Turkish
n. (Kimya) C5H8, isoprene (sentetik kauçuk elde etmede kullanılan sıvı madde) birimlerinden elde edilen doğal doymamış hidrokarbon ailesine mensup olan ve bitkinin yaşamsal yağlarında bulunan bileşik (gıda ve parfümlerde kullanılan aroma)
TERPENIC : English Turkish
adj. terpene (isoprene (sentetik kauçuk elde etmede kullanılan sıvı madde) birimlerinden elde edilen doğal doymamış hidrokarbon ailesine mensup olan ve bitkinin yaşamsal yağlarında bulunan bileşik) ilişkin (kimyasal maddeler ailesi)
TERPER : English Turkish
n. dansçı, müzikle ritmik olarak hareket eden kimse (Argo)
TERPINEOL : English Turkish
n. alkol türü (Kimya)
TERPSICHORE : English Turkish
n. (Yunan Mitolojisi) dansla ilgili dokuz tanrıçaya ait, dans ve koro şarkısı ilham perisi
TERPSICHOREAN : English Turkish
adj. dans etmeye ilişkin, dansa ait
TERR. : English Turkish
n. teras, taraça, veranda, sundurma, taşla döşeli dış mekan; düz çatı; eğimli tarafları ile dünyanın düz kısmı
TERR. : English Turkish
n. ülke, bölge, toprak, arazi; kara bölgesi, toprak parçası
TERRA : English Turkish
n. yeryüzü, yerküre
TERRA COTTA : English Turkish
n. kiremit rengi, pişmiş lüleci çamuru
TERRA FIRMA : English Turkish
n. kara, toprak
TERRA INCOGNITA : English Turkish
ilinmeyen yer, iç tarafları keşfedilmemiş kıta
TERRA ROSSA : English Turkish
ereketli toprak, Akdeniz bölgesinin karakteristiğine sahip verimli dağ toprağı
TERRA SANCTA : English Turkish
kutsal topraklar, İsrail, Kutsal Toprak
TERRACE : English Turkish
n. teras, taraça, seki, balkon [amer.], yüksek düzlük, tribün [brit.], sıralı evler [brit.]
TERRACE : English Turkish
v. set çekmek, sıralı evler yapmak
TERRACE AGRICULTURE : English Turkish
teras tarımı, ürünlerin dağ yüzeyinin farklı yükseklik seviyelerinde yetiştirildiği tarım metodu
TERRACED : English Turkish
adj. teraslı, taraçalı, sekili
TERRACED HOUSE : English Turkish
n. sıralı evlerden biri [brit.]
TERRACED ROOF : English Turkish
n. teras, çatısız dam
TERRAFORM : English Turkish
v. bir gezegenin atmosferinde ve yüzeyinde anılan gezegende dünyada var olan hayatın aynısının yaşanabilmesini mümkün kılmak için değişiklik yapmak ve modifiye etmek
TERRAIN : English Turkish
n. yer, arazi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani