Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
TERMAGANT : English Turkish

n. cadaloz, şirret, cadı kadın

TERMAN : English Turkish

n. Lewis Madison Terman (
1956), Amerikalı psikolog, ABD'de yaygın olarak kullanılan ilk IQ testinin yayıncısı (Binet-Simon testlerinin Stanford revizyonu); bir soyadı

TERMCAP : English Turkish

n. UNIX'te terminallerin belirli bir fonksiyonu gerçekleştirmeleri için karakter dizinleri ve kullanımda olan terminaller hakkında bilgi içeren veritabanı (Bilgisayar)

TERMER : English Turkish

n. mahkum, tutsak

TERMINABILITY : English Turkish

n. sınırlandırılabilirlik, kısıtlanabilirlik, limitlendirilebilirlik

TERMINABLE : English Turkish

adj. sınırlanabilır, vadesi belirlenebilir

TERMINAL : English Turkish

n. son, uç, terminal, gar, son durak, son hece, sonek, kutup [elek.]

TERMINAL : English Turkish

adj. son, uç, dönem sonuna ait, ölümcül hastalığın son aşamasına ait, dalın ucunda yetişen

TERMINAL DISEASE : English Turkish

ölümcül hastalık, bilinen bir tedavisi olmayan hastalık

TERMINAL EMULATION : English Turkish

terminal simülasyonu, bir bilgisayarın terminal gibi işlev görebilmesi için iletişim programlarının kullanımı

TERMINAL ILLNESS : English Turkish

n. ölümcül hastalık

TERMINAL LEAVE : English Turkish

son izin, askerliktan ayrılmadan önceki son izin

TERMINAL PATIENT : English Turkish

ölümcül hasta, hastalığı tedavi edilemeyen hasta, henüz tedavisi olmayan bir hastalığı olan kimse

TERMINAL STAGE : English Turkish

son safha

TERMINALLY : English Turkish

adv. son olarak, vadeli olarak, dönem usulü ile (üniv.), ölümcül derecede

TERMINALLY ILL : English Turkish

ölümcül hasta

TERMINATE : English Turkish

adj. sınırlanmış, sona eren

TERMINATE : English Turkish

v. sınırlamak, sınır koymak, son vermek, bitirmek, sona ermek, bitmek

TERMINATE AND STAY RESIDENT : English Turkish

ilgisayarın belleğinde bulunan ve bazı tuş kombinasyonlarına basarak çalıştırılabilen program, TSR

TERMINATE SOMEONE'S LIFE AT HIS REQUEST : English Turkish

talebine binaen birisinin hayatına son vermek, son isteğine binaen birisinin hayatına son vermek, sizden yapmanızı istediği için birisinin hayatına son vermek

TERMINATING CONDITION : English Turkish

iptal şartları, işe son verme durumu, yapılanların bir kontratın iptal edilmesine sebep verdiği durum

TERMINATION : English Turkish

n. son, bitiş, son bulma, çekim eki, sınırlama, iptal, son verme, sonek, son hece

TERMINATION FEE : English Turkish

iptal ödemesi, sonlandırma ücreti, bir faaliyetin sonlandırılmasından dolayı yapılması gereken ödeme, bir işlemin iptalinden dolayı ödenen finansal ceza şekli

TERMINATION OF HOSTILITIES : English Turkish

düşmanlıkların sonlandırılması, düşmanca davranışların sonlandırılması, düşmanca operasyonların sonlandırılması

TERMINATION OF PREGNANCY : English Turkish

n. hamileliğin sonu, doğum