Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
THROMBOLYTIC : English Turkish

adj. trombolotik, kan pıhtısının dağlması ile alakalı(Tıp)

THROMBOPHLEBITIS : English Turkish

n. damar tıkanıklığı, damarların bloke olması (Tıp)

THROMBOPLASTIC : English Turkish

adj. tromboplasti, kanın pıhtılaşmasını teşvik eden veya destekleyen (Biyokimya)

THROMBOPLASTICALLY : English Turkish

adv. tromboplastin yoluyla, kan plakalarının içerisinde bulunan ve kanamayı durdurmak için kullanılan madde vasıtasıyla (Biyokimya)

THROMBOPLASTIN : English Turkish

n. tromboplastin, kan plakalarının içerisinde bulunan ve kanamayı durdurmak için kullanılan madde

THROMBOSIS : English Turkish

n. tromboz

THROMBOTIC : English Turkish

adj. tromboz ile ilgili

THROMBUS : English Turkish

n. tıkanıklık, kan pıhtısı

THRONE : English Turkish

v. tahta çıkarmak, tahta çıkmak, hükümdar olmak

THRONE : English Turkish

n. taht

THRONE OF GOD : English Turkish

Tanrı'nın tahtı, Tanrı'nın Cennetteki Tahtı

THRONG : English Turkish

n. kalabalık, izdiham, çokluk, doluluk

THRONG : English Turkish

v. toplanmak, üşüşmek, doldurmak

THRONG TO THE SITE : English Turkish

alana üşüşmek, meydana akmak, topluca alan girmek

THRONGED : English Turkish

adj. kalabalık

THROSTLE : English Turkish

n. ötücü ardıç kuşu; ip eğirme makinesi, eskiden pamuk ve yün ipliklerini döndürmek için kullanılan eski döndürme makinesi

THROTTLE : English Turkish

n. boğaz, kısma supabı

THROTTLE : English Turkish

v. boğmak, boğazını sıkmak, kısmak (gaz vb.)

THROTTLE BACK : English Turkish

v. bastırmak

THROTTLE DOWN : English Turkish

kısmak (gaz vb.), bastırmak

THROTTLE LEVER : English Turkish

n. kısma kolu

THROTTLE VALVE : English Turkish

kısma supabı

THROTTLED-DOWN : English Turkish

tıkanık, tıkanmış, hava akışının durması ile, bogazı tıkanarak

THROTTLER : English Turkish

n. boğazı sıkan kimse, boğazını sıkarak öldüren kimse

THROUGH : English Turkish

adv. bir uçtan bir uca, baştan sona, sayesinde, tamamen, doğru, doğruca